POP

V at BUGÜN @ 8 İNCİ SAYFADA
Sene 32 — No. 11193. —- Fiatl: her çerde 10 kuruştur.
PAZAR 11 Aralık 1949
Seçimin yazdan evvel yapılacağı tahmin ediliyor
C. H. Partisile Demokrat partinin Ankara ve mülhakatındaki faaliyetleri seçim mücadelesine hazırlık sayılıyor
Ankara lo — Seçim kanununun katileşmesini müteakip Meclisin kendi kendini feshederek, yaz gelmezden evvel, yene seçim yapılmasına karar vereceği söyleniyor. Bu kararın He derece doğru olduğu kati sur ■ te bilinmemekle beraber gerek Cumhuriyet Halk Partisinin, gerek Demokrat Par-tirüı başladığı faaliyet seçim mücadelesine hazırlık sayılıyor.
iki partinin faaliyeti bilhassa Ankara ve mülhakatında göze çarpıyor Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri ve
idarecileri kaza kaza dolaşarak halk 1le temas etmekte, halkın dertlerini dinlemektedir. Ankara Milletvekilleri bir toplantı yaparak çalışma programını hazırlamışlardır.
Demokrat Parti de hazırlıkla meşguldür. Demokratlar hayat pahalılığından, iktisadi Vaziyetinin fenalaştığından.
Demokrat PaTti Başkam Celâl Baytu
C H. P. Başkan vekili İktisadi vaziyetin baş rolü oy-
Hilmi Uran myacağı anlaşılıyor.
| Millet Partisi Ankarada bü-
iklldar partisinin buna karşı ı yük bir faaliyet göstermemek-
tedbir almadığından bahsedi- te, kendini kuvvetli gördüğü yor la r. Seçim mücadelesinde I mıntakalarda çalışmaktadır.
Birleşmiş Milletler asamblesi dağıldı
Haksız mal iktisabedenlef
f-
GÖMLEK
UCUZLUK
Füıtlcrindc görülmemiş
Çift yaka Poplin 7,50 Ura» Pijama 9,75 >
M. K M.
Eminönü Nimet Abl*
sırasında No. 7
Sahibi: Necmeddin Sadak — Ya» islerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Aksam Matbaası
Dun geceki gi
Nurcddin Zafer rakibini tuşla yenirken
[Güreşlere alt diğer resim!' ' 3 İnci sahnemizde dtr!
Son toplantıda Sovyet delegesi şiddetli sözler söyledi
Sinan Tekelioğlu bir sual takriri verdi
Mühendis’er odası
Böyle bir teşekkül için Meclise teklifte bulunuldu
Dün geceki güreş müsabakaları

Nevyork II (R) — Birleşmiş Milletler Asamblesi bu devre görüşmelerini bitirmiş ve kapanmıştır. Birleşmiş Milletler U-tnıımi kâtibi Lle. bu münasebetle söylediği nutukta, asamblenin yüz milyonlarca halka yardımı dokunacak kararlar verdiğini. mamafih büyük devletler arasındaki gerginlfğln azaldığını söylly em emekten teessür duyduğunu bildirmiştir.
Bu devre çalışmalarım yalnız Sovyet delegesi Malik tenkid etmiştir. Malik. İngiliz - Amerikan emperyalistlerinin aldıkları vaziyet yüzünden, asamble toplantısının muvaffakıyetsizUklc neticelendiğini söylemiştir.
İngiliz delegesi Cadogan. bu nutka cevap vererek, kapanma sahnesinde bir miktar zehir saçmağa lüzum olmadığını söylemiştir.
Başkan Rumulo, müzakereleri hulâsa ederek demiştir 1:1: «Daimi barışa idden yol çetindir Uzlaşma bir sihirbaz asâsı değildir. blrdcnolre elde edilemez Ancak görüşüp anlaşma ile daha iyi neticelere varılabilir.» Asamble son toplantılarında iki karar vermiştir. Biri milletlerarası İdareye* tabi olacak Kudüs şehri için 8 milyon dolarlık tahsisat verilmesi; diğeri Libya'nın 1952 de bağımsızlığa kavuşacağı zamana kadar İdareye nezaret etmek üzere Holandalı Pert'in seçilmesidir.
Kudüs 11 — Kudüs’ün milletlerarası idareye tabi tutulması kararı Kudüs Musevlleri arasında heyecan doğurmuştur. Kudüs Belediye Reisi Daniyel, 100 bin Musevinln İsrail hükümeti vatandaşlığından uynlmıyaca-ğını söylemiştir
sovyet delegesi Malik
Avustralya seçimi
Seçimi Liberal -Memleket partileri kazandı
Londra 11 — Avustralya seçimini İşçi partisi kaybetmiş. Liberal ve Memleket partileri kazanmıştır. tşçıllrin 50 mebusuna mukabil bu iki partinin 07 mebusu vardır. Yeni hükümeti Liberal parti başkanı kuracağı söyleniyor.
Bu sabahki Londra gazeteleri Avustralyuda halkın sağa temayül etmediğini, fakat lota-literliğe düşmek de İstemediğini yazıyorlar

■>
Yarın yeni tefrikamız başlıyor
Düşman Dostlar
Macera ve Aşk Romanı
^Devrimizin en tanınmış muharrirlerinden J. D. Carr’ın flfou .Merini^(Vâ - Nü), tercüme
Ankara 10 — Seyhan milletvekili Sinan Tekelioğlu Meclise yetıi bir sual takriri daha vermiştir. Tekelioğlu bü takririnde haksız mal iktisap eden şahsiyetlerin vaziyetlerini bahis mevzuu etmekte, evvelce bunlara karşı bir tedbir karan a-lınmış İken bu karann neden muameleye konmadığını sormak ta ve sebebin hükümet tarafından anlatılmasını istemektedir.
Meclis alâkalı encümeninin 11 yıl evvel aidıgı bu tedbir kararı. Sinan Tekelioftlunun İddiasına göre Büyük Millet Meclisine sevkedllmemlştir.
Tekelioğlunun uzun araştırmalar sonunda elde ettiği encümen kararının, bu defa kİ sual takriri ile Büyük Millet Meclisinde mevzuu bahsedilmesi hararetli münakaşalara sebep o-lacaktır.
Ankara 11 (Akşam» — Samsun MilletvekLIl Yakup Kalgay ve beş arkadaşı Büyük Millet Meclisine bir kanun ■’.ılftn’te bulunmuşlardır. Bu teklifte bir Mühendisler Odası kurulmasını İstemektedirler. Tasarıya göre Türklyede mimarlık ve mühendislikle İnşaat, makine, elektrik, gemi inşaat, maden, mensucat topografya ve kimya mühendisliği mesleklerinin icrası sureti-1 nl tanzim ve kontrol etmek | maksadlyle Mühendisler Odası namını taşıyan bir âmme mü-ess eseri kurulacaktır. Bu odanın merkezi Ankaradâ olacaktır.
Gene tasarıya göre devletin âmme müesseselerinin. belediyelerin, şirket ve cemiyetlerin. tesislerin ve şahısların mühendislik mesleğinin icrasını iktiza ettiren her türlü İşlerle meşgul olabilmeleri için, mühendislerin Mühendisler O-dasına kayıtlı olmaları şartı I-lerl sürülmektedir.
Bu kanunun tatbikında Tür-klyedökl üniversitelerin mühendislik. mesleğine taallûk eder, şube veya fakültelerinden mezun olanlar ve mevzuat gereğince yüksek öğretim müessese-si addedilen reknlk okulları bitirenler, mühendis sayılabileceklerdir.
Hangi maddelerin ithali serhes bırakılacak
Bu maddelerin karşılığı krom, bakır ue diğer iptidaî maddelerle temin olunacak
Ankara 11 (Akşam) — Mars-hoil plânından yardım gören milletler arasında ekonomik İşbirliği yapılması ve dış ticaret işlerinin buna göre ayarlanarak yüzde 50 İthalâtın serbes bırakılması hakkındakl tetkikler sona ermiştir.
Bir müddettenberi devam e-drn toplantılara ilgili Bakanlıklarla Merkez bankası mümessilleri İştirak etmişler, hazırlanan rapor. Bakanlar Kurulunun tasvibine sunulmuştur. Rapor muhteviyatı hakkında verilen malûmata göre yüzde 50 -ithalâtın serbes bırakılması İçin bazı şortlar ileri sürülmüştür. Bu şartlara göre İthal edilecek eşyalar bilhassa sınai ve zirai kalkınmayı temin edecek mümul maddelerden ibaret olacaktır Avrupa iktisadi işbirliğine dahil uu-oıie-
İsveç muhteliti İstanbul klübiinii 5 - 3 yendi
îAanbui Güre.» Kulübü tarafından hususi surette davet e-dllen İsveç güreş kulüpleri muhtelitiyle İlk temas dün gece serbes güreş olaTak yapılmıştır.
Güreşlerin yapıldığı Spor ve Sergi sarayı adamakıllı dolmuştu. Vakit geldiği zaman şeref mahallinde İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahred-dln Kerim Gökay, İstanbul Komutanı yer almışlardı. Vali ve Belediye Başkanı salona girerken şiddetle alkışlandı.
Ringe evvelâ İdarecileri ve hakemleriyle birliktle İsveç güreşçileri, arkasından İstanbul Güreş Kulübü güreşçileriyle I-darecllerl ve Türk hakemleri cıkmışlardır-
İstanbul Güreş Kulübü Başkanı Mnzhar Akifoğhınun yaptığı konuşmadan sonra İsveç kafilesi başkanı da kısa bir hitabede bulunmuş ve İsveçli güreşçiler, Türk rakiplerin göğüslerine birer rozet lakmışlar, her İki güreş takımı du birbirlerini selâmladıktan sonra ringden 1-lierek güreşmek üzere hazırlan -mağa başlamışlardır.
52 kilo
Günün ilk müsabakasını 52 kiloda İsveçli M. Moeller ile Avrupa serbes güreş şampiyonu Ali Yücel yaptılar. Orta hakemi isveçli idi.
Üçüncü dakikada kendi oyunu ile alta düşen İsveçliyi bir a-ra Ali tuşa bile gelirdi amma bu hareket hakem tarafından görülmedi.
Ali, rakibini altına aldı, ts-
veçlî köprü üzerine köprü Irura-ı rak Alinin altından kurtulmağa1 çalışıyordu-
« ncı dakikada hakemler mü t-1
refikan Aliyi üstün saydıklarn*-dan. İsveçli ilk üç dakikayı altta güreşmek mecburiyetinde (Arkası sahife 2: sütun 6 da)
Dokuma sanayii buhranını önlemek
• * MA 1 •• •• **1 ••
ıçm 116 düşünülüyor
Sanayicilere göre mensucat ithali derhal durdurulmalı, mevcut stoklar elden çıkarılmalı, işsizliği önlemek için de çalışma saatleri tesbit edilmelidir
Son zamanlarda mensucat sanayiinin kaışılaştığı buhran, bir yandan sanayicileri zarara sürüklerken, diğer yandan da mensucat işçilerini İşsizlik endi şesile karşı karşıya bırakmaktadır. Hâdiselerin kısa zamanda arzettiği muhtelif vâkıalann hü lâsası ve bugünkü vaziyet şu -dur:
Mensucat üzerine çalışan res mi ve hususi müesseseler son zamanlarda yine eski kapasite? le çalıştıkları halde, imal ettik
lerl malların satılamaması ü-zerlne mühim stoklarla karşılaşmışlar. bu stokların müstehlike intikal edememesi üzerine buhran başlamıştır. Yerli malların ■satılamaması bir yandan müstehlik kütlenir. İştira kabiliyetinde görülen azalmaya, diğer yandan da ithal edilen «r nebi malların rekabetine atfedil mektedir.
Buhranın ilk safhasında ren -mî müesseseler zarara laham-(Arkası üçüncü sahifedcl
Vali şoförlerle £ö rüştü-
— Gazeteler —
ketlerden İthal olunacak bu' cins eşya, açılacak kredi ile ’ temin olunacak, altın veya dö-, vlz verllmiyecektir.
İthal olunacak mûmul madde karşılığında krom, bakır gibi belli başlı maddelerle ihraç edebileceğimiz diğer iptidaî maddeler verilecektir. Bu maddeler, ihraç mevsiminde sevk olunacak, açılacak bir hesapla yine bu memleketler a-rasında mevcut olan alacaklar transfer yapılmak suretlle kapatılabilecektir.
Rapora bağlı bir listede hangi cins eşyanın yüzde 50 ser-bestiye tâbi tutulacağı gösterilmiştir.
Bakanlar Kurulunca bu e-' sosların tasvibini müteakip rapor bu ayın 15 inde, yani sah günü Paris'e gönderilmiş olacak tu*.
Gelir vergisi ve yeni iratlar
Memleket, inşaatın teşvik edilmesi lüzumunu o derece hissetti ki, yeni yapılan binalara bir takım imtiyazlar tanındı. Bu arada da 10 sene müddetle vergi alınmı -yor.
Gelir verdisi bakımından da yeni yapılacak binaları desteklemek münasip olur ■ du: İrad olarak yeni bina yaptıracaklar, servetlerinin böyle imara ayıracakları kıs mtndan verdiden muaf ol -1 salardı, memleket, muhtaç j bulunduğu ikametgâhlara, dükkânlara vesaireve kavuşurdu.
Simdi dahi, bir zeyl maddeyle, böyle bir istisna yapılabilir.
Vali — Sakın içki içmeyin hal
Şoförler — Biz içmiyoruz, fakat bir kısım müşterilerimiz a kadar çok içiyorlar ki, kokusiyle sarhoş olujtp-ruzl
AK »AB
11 Aralık 1949
Sahile 2
İstanbul güreş kulübü
Ne tuhaftır: Futboldc Türk futbolcuları milletlerarası bîr şöhret değildir. Ama biiyiik şehirlerimizin. tam tnânasile dehşetli bir futbol hayatı var! Güreşte Türk güreşçileri milletlerarası şöhrettir. Türk takımında beş, altı dünya şampiyonu var. Buna mukabil büyük şehirlerimizde belli başlı bir güreş hayatı yok.-Yabancı güreşçilerle temasa geldik mi. memleket ayağa kalkıyor. Halbuki memleket içi şampiyonluk seçmelerine seyirci bulmak güçtür. Gazetelerin spor muharrirleri bile seçmeleri takip etmek lüzumunu duymazlar
Öyle sanıyorum ki, İstanbulda senclerdenberi güreş sporunu gençler arasında yaymak için didinen bir «İstanbul güreş kulübü» olduğunu halkımızın buyuk çoğunluğu yeni duydu. Çünkü İstanbul güreş kulu bu İsveç takımım şehrimize davet ederek Türk güreşçileri ile karşılaştırmıştır. Şimdi kulübü herkes takdir ediyor. Ama daha evvel...
Daha evvelini ben yakından biliyorum. İstanbul güreş kulübü bilhassa münevver gençliği güreş sporuna ısındırmak için Fatihteki lokalinde binbir fedakârlığa katlanmaktadır. Bu kulüp bir güreş salonu yapabilmek için senelerce şehrimizden alâka aramıştır. Nihayet kendiliğinden bir piyango tertip etmiş, toplayabildiği para bu işe kâfi gelmemiştir. Kulübün başında bulunan ve Tiirk güreşinin istikbalini ancak yeni güreşçiler yetiştirmekte gördüğü için ömrünü hu uğurda çalışmaya hasretmiş olan B. Mazhar Akifoğlu yılmak bilmeyen azmi ile hâlâ uğraşıp duruyor: İstanbulda canlı bir güreş hayatı yaratmak için çırpınıyor.
Şimdi hepimiz «Bravo İstanbul güreş kulübüne!» diyoruz. Ne yazık ki. bu güreş kulübü ancak fedakârlıklarla yaşamaktadır- İsveç’te 300 güreş kulübü varmış. Tiirkiyedeki üç güreş kulübünden biri yaşamak için bu kadar zorluk çekmeli midir? Şevket RADO
C. H. Partisi Divanı toplantılarını bilirdi
Başbakan, Maliye ve Ticaret bakanları geniş izahat verdi
Ankara 10 — Cumhuriyet Ballı Partisi divanı iki gün sûren toplantısını bitirmiştir. Top laptılar hakkında şu tebliğ neşredilmiştir:
ıCür. Genel Başkanı vekilliğinden:
Partimiz divanı ayın 9 uncu cuma ve müteakip cumartesi günleri Parti merkezinde mu-tad toplantısını yaparak gündemindeki konulan müzakere etmiş ve bundan sonra mutad toplantısını şubatın 10 uncu cu ma günü yine Parti merkezinde yapmak kararlyle çalışmalarına son vermiştir. Divan bu seferki toplantısında:
1 — Genel idare kurulunun İki aylık raporunu müzakere ve kabul etmiştir.
2 — Parti teşkilâtı için Genel sekreterlikçe İstenilen iki aylık ek tahsisatı kabul etmiştir.
3 — Parti bütçesinde istenilen münakaleyi tasvib etmiştir.
4 — Emlâk ve Kredi bankasının mesken İnşasını kolaylaştırma bakımından İhtiyaca yetersizliği hak kındaki durumu için hükümetin görüşünü isteyen bir arkadaş takriri üzerine açılan ve daha geniş bir şeklide bütün kredi mevzuunu şümulüne alan bir müzakerede divan Maliye ve Ticaret Bakanlarını dinlemiş ve hükümetçe bu mevzularda alınması düşünülen tedbirlere ııttılâ hasıl etmiştir.
5 — Divan, Başbakanın İki aylık İç ve dış siyasî hâdiseler hakkında açıklamasını dinlemiş ve bazı konular üzerinde Başbakandan tenevvür etmiştir.»
Yukarıdaki tebliğde zikredilen Başbakanın verdiği izahat Beyanında İki aylık siyasi olaylara temas ettiği gibi, iç İşlere de temas ettiği, partiler arası münasebetlere, son suikast İhbarı hâdisesine ve seçim tasarısı ile 950 bütçesine temas ettiği tahmin olunmaktadır,
insan hak’arı
beyannamesi
Baronun yıllık kongresi
Türk ■ Fransız
kültür heyeti
Ankarada müessif
Yıldönümü Ankara, İstanbul’da kutlandı
İnsan Haklan Beyannamesinin yıldönümü münasebetiyle dün saat 10 da Ankarada Dil, Ta rih-Coğrafya Fakültesinin konferans salonunda bir toplantı tertib edilmiş, Ankara Üniversitesi rektörü, profesörler ve büyük bir dinleyici kütlesi loplan-tul a hâzır bulunmuştur.
’ Evvelâ rektör Hikmet Birand, mütaakıben ne Prof. Nuri Esen birer nutuk röylemişlerdir.
Şehrimizde de Hukuk Fakültesinin yeni p&vlyonunda bir toplantı yapılmış; rektör, profesör ve dekanlarla kalabalık pir dinleyici kütlerinin hazır bulunduğu ou toplantıda Prof Ali Fuat Başğil bir nutuk söy-liyerek günün ehemmiyetin: BnlutmıştiF.
Bundan başka şehrimizdeki bütün okullarda İnsan Hakları Beyananmesinln mahiyeti hakkında konferanslar verilmiş ve beyannamenin metni okunmuştur.
Şehrimiz Demokrat Parti H merkezi binasında da bir top-, lantı yapılmıştır.
Dün bir çok meseleler görüşüldü, seçim başka güne bırakıldı
Bir cemiyet kurulması için teşebbüse geçildi
İtalyan ataşesinin oğlu ağır yaralandı
Gelen traktörler
Tarım Bakanının demeci
Ankara 10 — Tohumluk dağıtımı ve ziraat âletlerinin dağıtımı üzerine bazı gazetelerde çıkan yazılar üzerine Taran Bakanı Carlt Oral şu beyanatta bulunmuştur:
Tarım Bakanlığının Marshall plânından gelen traktör ve malzemeyi politika sahasında kullandığına ve istediği kimselere dağıttığına dair söylenti ve neşriyat tamamen asılsız veTesas-s izdir.
Tohumluk dağıtımı hakkında da Tarım Bakanı şu İzahatı vermiştir:
«— Bu yıl İçinde dağı W an tohumluk miktarı 143 bin tonu bulmuştur. Bu miktar tohumluk Toprak ofisi vc Ziraat bankası tarafından yapılan tevziatın yekûnudur. Tohumların tevzi ve naklinde Devlet Demiryolları ihtiyaçların tesbltinde İçişleri Bakanlığı İle müşterek bir faaliyet sistemi takip etmiştir.
Bakanlığın teşkilâtı ve yukarıda adı geçen umum müdürlüklerin teşkilâtlarına bu takdire değer »e başarılı millet hizmetlerinden dolayı teşekkür etmeyi de bir vazife Bayanın.»
Reşat Aydın'linin
Dün geceki güreş müsabakaları
Çocuk neşriyatı servisi kuruluyor
Ankara 10 — Milli Eğitim Bakanlığı bir çocuk neşriyatı servisi kurmağa karar vermiş ve bu maksatla bir tasarı hazırlamıştır. Bakanlar Kurulundan geçen bu tasan Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim komisyonunca da intaç edilmiş bulunmaktadır. Tasarının ö-nümüzdeki halta içinde gündeme alınması muhtemeldir.
İstanbul Barosunun kongresi, dün saat 14,30 da Birinci Ağır ceza mahkemesi salonunda yapılmıştır. toplantıyı başkan Haşkm Kefe t Hakarar kısa bir nutukla açmış, mütaakıben I-dare kurulunun raporu okunmuştur.
Raporun ’enkidl ve soz alan avukatların temennileri sıra-sın da Adliye sarayı inşası mev-|,! su una da temas olunarak bu-| büyük ihtiyacın İhmal edildiği ' bir kere dana belirtilmiştir.
Avukat Celâl Yardımcı, telefon almanın güçlüğüne temas ederek genç arkadaşlarının te-lefonsuz çalıştıklarını söylemiş ve Baronun alâkadarlar nezdln-de yapacağı teşebbüslerle telefon işini halle muktedir olduğu-ı nu anlatmıştır.
Celâl Yardımcı, meslek sigortasının tabaRkuk etmemiş ol-j masından duyduğu teessürleri anlatmış. Avukatlık kanunundaki antidemokratik maddelerin süratle kaldırılması lâzım geldiğini söylemiştir.
■ İştirak nispeti az olduğundan, seçimin yapılması başka güne tehir olunmuştur.
Pakistan Başbakandı Amerika’ya gidiyor
Vaşington 10 (A-A.> — Beyaz-Saraydan bildirildiğine göre. Başkan Truman Pakistan Başbakanı Liyakat Ali Hanı gelecek mayıs ayında Birleşik Amerlka-yı ziyarete davet etmiştir.
Bu davet Dışişleri Bakan vekili George Mc Ghee vasıtaslle yapılmıştır. Ghee Dışişleri Bakanlığına davetin kabul edildiğini bildirmiştir.
heyet
Diin Mareşal Fevzi Çakmak’ı ziyaret etti
klkayı iki pehlivan ayakta çalışarak geçirmeğe çalışıyorlardı, Servet çok durgun, İsveçli daha enerjik ve aük çalı-çıyor- Son dakikada İsveçli, Serveti bir sarma ile altına aldı, güreş de böylece sona erdi Hakemler neticede ittifakla İsveçli Andcn-berg'I galip ilân etiler.
(Baştarafı 1 inci sabifede) kaldı, Ali. mütemadiyen üstte. İsveçli altta. Ail Yücel mütemadiyen rakibinin ayağını bûkü-Erdu. Hakem 10 uncu dakikada rakibi ayakta güreştirmeğe başladı. İsveçli mütemadiyen tuş olmamak için uğraşıyordu. Nihayet Ali kündeye getirdiği rakibi M. Mooller'i 12 dakika 50 saniyede tuşla yenmeğe muvaffak olarak gecenin ilk başarısını elde etti. e
57 kilo
Gecenin ikinci güreşini 57 kiloda İsveçli K. Petterscn ile Ihsan Erünsal yaptı. Orta hakemi Kâmil Yalman. Güreşin ilk dakikaları ayakta geçti. Âni bir a-yak oyuniyle İsveçliyi yere deviren İhsan üstte güreşirken kendi oyuniyle İsveçli rakibi Pet-tersen’e 5 dakika 55 saniyede tuşla yenildi.
62 kilo
Gecenin üçüncü güreşini 61 kiloda svcçll İ. Sjoelln He geçende bir kararla Avrupa serbes güreş şampiyonluğundan üçüncülüğe düşürülen Nureddin Zafer yaptılar. Orta hakemi İsveçli. ilk dakikada rakibini sarma İle yere devirdikten sonra bir ara tuşa getiren Nureddin, orta hakeminin görmemezliğine kurban gitti. Nureddin üstte, İs-veçlL altta. Nureddin sarmadan sarmaya geçerek, isveçli rakibini birkaç defa köprüye getirdi İlk 6 dakikanın sonunda hakemler Nureddini üstün gördüklerinden. güreş Türk pehU-vanın isteği üzerine yerde devam etmeğe başladı. Nureddin gene üstte, isveçli mütemadiyen köprüye gelerek rakibinin savletinden kendisini korumasını çok iyi biliyordu
12 nel dakikada İsveçli hakem, Hd güreşçiyi ayakta güreştirmeğe başladı. Nureddin Zafer. 12 dakJka 48 saniyede İsveçli t, Sjoelin'l salto ile yenerek Türk takımına İkinci başarıyı kazandırdı.
67 kilo
Gecenin dördüncü karşılaşmasını 67 ki’oda Milletlerarası Güreş Federasyonunun bir ka-rariyle 62 kiloda Avrupa serbes güreş şampiyonu İlân edilen İsveçli O. Andenberg'le bu kilonun Avrupa şampiyonu Servet Merip yaptılar. Hakem Alp Karabiber- Güreşin İlk beş dakikası. her İki pehlivanın birbirini yoklamasiyle ayakta geçti.
İlk 6 dakika neticesinde hakemler. güreşi berabere durumda gördüklerinden kur’a neticesinde Servet altta. İsveçli üstte | güreşmeğe başladı. Üç dakikayı kazasız belâsız atlatan Servet Meriç, ikinci üç dakikada üstte güreşmeğe başladı. İsveçli mü-tamediyen ırinder dışına kaçıyordu. Netekim ikinci üç dakika da neticesiz geçti. Son üç da-
73 kilo
Gecenin 5 İnci karşılaşmasını 73 kiloda tsveçli P. Berlin İle Nevzat Sözer yaptılar. Orta hakemi İsveçli. İlk 6 dakika neticesinde hakemler İsveçliyi üstün gördüğünden, Nevzat hltta güreşmeğe başladı. Orta hakemi 12 dakika 11 saniyede P- Berlin'in Nevzada tuş yaptığını görerek İsveçliyi galip ilân etti Seyircilerden bir kısmı hakemin kararına itiraz ettilerse de netice değilşmedl.

79 kilo
Gecenin altıncı müsabakasını İsveçli G. Ekstroem île Hilmi Tafracı yaptılar Hakem Kâmil Yalman. Güreş çok seri ve heyecanlı başladı. Her iki pehlivan da birbiı ine saldırıyor vc güzel oyunlar yapıyorlardı- ilk 0 dakikanın nihayetinde hakemler her iki güreşçiyi berabere durumda gördüklerinden, kur aya müracaat edildi, tik üç dakika Hilmi altta, İsveçli üstte güreşmeğe başladılar. İsveçli üstte güreştiği bu üç dakikada çok güzel oyunlar tatbik etti. İkinci öç dakikada İsveçli altta, Hilmi üstte güreşmeğe başladılar. Hilmtaln pasif çalışmasından sonra her ikJ güreşçi, son üç dakikayı tekrar ayakta çalışarak geçirmeğe başladılar Bu son 3 dakika çok yavaş geçti. On beş dakikanın sonunda hakemler İttifakla İsveçli güreşçi G. Ekstroem l galip ilân ettiler.
Mevkufun avukatı plâkların birer kopyesini istedi
Ankara 10 — Bu gece saat 20 sıralarında müessif bir yaralanma hâdisesi olmuştur.
İtalyan deniz ataşesinin 19 -20 yaşlarındaki oğlu Doçe evlerinin bir odasında tabanca ile oynarken tabanca ateş almış ve Doçe kalbinin bir kaç parmak aşağısından ağır surette yaralanmıştır.
perhal hastaneye^lçaldınJan gence bir Amerikan operatörü tarafından ameliyat yapılarak
Bir Türk - Fransız kültür cemiyeti kurulması için şehrimizde teşebbüse geçilmiştir. Müteşebbisler arasında şu zevat vardır:
Eski Paris büyükelçisi Bchiç Erkin, general Ali Fuat Cebesoy, Edirne milletvekili eski Ticaret Bakanı Mahmut Nedim Giin-duzalp, Dışişleri Bakanlığı mekli müşavirlerinden Enver J kurşun çıkarılmış ise de yara-Hotin, tabip ve avukat Lûtfi p-mın böbrekleri parçalandığın-, Demlrkan, doktor Bahaeddln ‘ dan sıhhi durumu ağırdır. Lûlfi VarnalI, doktor Nureddin Doktorlar konuşmasına 48 saat Onur, operatör doktor Emin' müsaade etmediğinden ifadesi Erkul, Galatasaray lisesi öğretmenlerinden Celâl öğet, Teknik Üniversite profesörlerinden Burhaneddin Sezer, Hukuk fakültesinde ordinaryüs profesör Samim Gönensay »e profesör Ziyaeddin Fmdıkoğlu, ordinaryüs profesör Charles Croza. general Şarrou, Tııring kulübü reisi Reşit Atablnen, Fransız
e-.
alınamamıştır.
Denizyolları
İdare yeni bir şekil alıyor
Ankara 10 — Denizyolları
idaresinin İktisadi devlet te-
Ankara H — Reşat Aydmlı-| nın duruşmasına yarınki pazartesi günü saat 14,30 da Birinci Asliye ceza mahkemesinde başlanacaktır, Mahkeme salonun küçük olduğundan. pek az davetiye bçstınJmifitır. Bu davetiyeler, gazal ed I t-rle baz ı ilgili I zevata verilecektir.
Öğrendiğimize göre
ı Aydmlıtıın vekili, Adalet Ba-I kanlığına müracaatla Ağır ceza mtıhkettn?sl tarafından da reddedilen tahliye talebinde ısrar etmiştir. Bu arada Birinci Asliye Ceza mahkemesine müracaatla duruşmadan evvel bahis mevzuu edilen plâkların birer kopyasının kendilerine verilmesini İstemiştir.
Reşat
87 kilo
Gecenin yedinci güreşini 87 kilode İsveçli K. Johan Wong İle Bcktaş Can yaptılar. Orta hakemi İsveçli. Güreşin ilk dakikalarında Türk güreşçisi rakl-kibine nazaran daha hâkim güreşiyor ve güzel oyunlar tatbik ediyordu. îlk altı dakika neticesinde hakem.er Türk güreşçisini üstün gördüklerinden. Bektaşin İsteği üzerine. İsveçliyi altına alarak güreşmeğe başladı. Neticede Bektaş Gen. hakem’erln itlifakıyle galip ilân, edildi.
rciöi uççu nıaoıncn. Transız ucvı» ıc-
Küllür heyeti reisi M. Bergeaud, 'şekkiilü haline getirilmesi İçin OsmanlI bankası müdürü I.L u,“ ' — ■ * •
Garellf, iş bankası eski müdürlerinden Nejad Kent Sen Benua lisesi müdürü M, Bertrand ve Frerler mektebi Süjeryörü M. Dlitier.
Cemiyetin muvakkat reisliğini bay Reşit Saffet Atablnen ve kâtibi umumiliğini doktor Var- Bakanlığı bir üyesi Maliye Banalı yapmaktadırlar.
M. bir kanun tasarısı hazırlanmıştır.
Bu tasarıya gtîre Denizyolları idaresi Türk deniz kurumu adını alacak ve beş kişilik bir idare meclisi tarafından idare edilecektir, idare kurulunun başkanı ve iki üyesi Ulaştırma
Ankaradaki
maç
Fenerbahçe
Demirsporu 2-1 yendi
Ankara 10
Fenerbahçe
Kırklareli dâvası
Dün Aziz Nesin’in ifadesi okundu
BORSA
İılanbul Bcimnai Wll/»*S tliurt
Kırklareli 10 — Sabahaddln Aliyi, Bulgaııstana kaçırırken başına sopa Jle vurup öldürmekten sanık Ali Ertekiıı'in duruşmasına bugün de. Ağır ceza devam edilmiş
Ağır
Gecenin son karşılaşmasını a-ğır sıklette isveçli Avrupa ser-bes güreş şampiyonu B Antons-son İle Adnan Yurdaer yaptılar. Orta hakemi Veflk. Ayakta bir itişme ve kakışma ile geçen ilk 6 dakikada hakemler İki güreşçiyi berabere gördüklerinden, kur'a neticesinde Adnan üç dakika altta güreşmek mecburiyetinde kaldı. İkinci üç dakikada da isveçli alttjş, Adnan üstte güreşti, Bu üç dakika da neticesiz kaldığından, her. iki güreşçi, son ÜÇ dakikayı tekrar ayakta güreşerek geçiriyorlardı. Adnan pasif çalıştığından, hakem hayati tarafından bir ihtar aldı ve güreş de bu suretle, yani bir itişme ve kakışma ile sona erdi 15 İnci dakikanın nihayetinde hakem heyeti İttifakla- İsveçli Antonsson'u galip ilân etti-
Bu suretle İsveç muhteliti ts-tanbul Güreş Kulübünü serbes güreş müsabakalarında 5-3 yenmeğe muvaffak olmuştur.
Halûk SAN
C E JC l e n
t
Lonşra 1 Sterlin
New Yor» 100 Dolar
Parti IW Fraflfi* P. Siaknoin» 1M> İsveç Kf Cenevre 100 İsviçre F AmestcnJam 100 Florin BrUhrei ıoo Belçika r Liî&on l«x> »kvtdes
ESHAM VE TAHVtlAT
{kanlığı bir üyesi dı idare tarafından tâyin edilecektir.
Bu üyelerin deniz işlerinde tecrübeleri olması Ulaştırma hukıık. ekonomi, banka, ticaret Mahkemesinde ________________,
işleri hakkında bilgiye sahip ve evvelâ maktul Sabahaddln olmaları icap etmektedir. | Ali ile birlikte Marko Paşa mee-
Bıı teşekkülün en büyük â- muasını çıkaran Aziz Nesinin miri gene umum müdür ola- İstanbul Ağır ceza Mahkeme-caktır. Bununla beraber, ' nel müdür tarafından verilen 'riz Nesin, lıu ifadesinde Saba-tekllfle idare meclisi tarafın- haddln AH ile münasebet dereden tetkik edilecek vc _______‘
edildiği takdirde katiyet kes-bedecektlr,
Ingiliz kitap sergisi
Ankara 10 — Bugün saat 15.3C da D|], Tarih - Coğrafya Fakültesi giriş salonunda İngiliz Kül-' tür Heyeti tarafından -İngiliz Kitap ve Dergiler Sergisi» açılmıştır.
Açdış töreninde Milli Eğitim
ge-^ sinde alınan ifadesi okundu, A-
% » FAİZLİ TABVtLLER
Sivıw ■ Braurum ı
Sıva» • Eraırum a-1 İMi Demiryolu I 1911 Demiryolu n 1947 Demiryolu III Milli MüttafOD
Milli Mıldnloo 11 Milli MUdlıfaa ili MUI1 MOaarns [V
% « FAİZLİ TAHVİLLEB
Kalkınma I
Kale utma II
Kalsııuna ll)
21 M
Ankara ağır cezasında bir hâdise
Ankara 10 — Bu sabah şehrimiz ağır ceza mahkemesinde geçenlerde Samanpazarnida birisini öldüren Aziz Özkan'ın duruşması yapılırken Haşan
Üniversiteli gençlerden mürekkep bir heyet diin. Mareşal, talbol takımı dün İlk maçını Fevzi Çakmağı Nişantaşmdaki Uemirsporla yaptı. Maç çok sü-evinde ziyaret etmişlerdir.
Mareşal, sıhhatinin düzeldiği- . Kimı gaUp
«»"■»»« "«”! karşılaşmada LUe^reain. advl.v.r.k Oenç|erbk.
liği ile yapacaktır.
Dünkü maçlar
Dûn Şeref stadında yapılan ikinci küme maçlarında Kara-gûmrük Davutpaşayı 3-1 yenmiş. Sarıyer - Süleymanîye takımları da 0-0 berabere kalmışlardır.
ı Basketbol maçları ' ' Ankara 10 — Siyasal Bilgiler olculunda düp başlanan Saraçoğlu kupası basketbol maçlarına bugün öğleden sonra devam edilmiştir. Maçlar kalabalık bir seyirci kütlesi tarafından alâka ile takip edımişlir. B.M.M, Başkanı Şükrü Saraçoğlu da maça gelenler arasında idi.
1 Galatasaray 47-16 gibi bir farkla galip geldi.
| İkinci maç Siyasal Bilgiler o-(kulu ile Harb okulu arasında . idi. Bu maçı Harb okulu 19-15 . kazandı._________
da iyileşeceğini söyleyerek zi-yareUeıinden dolayı gençlere teşekkür etmiştir.
Gençler, sıhhat temennileri .He Mareşalin yanından aynl-I Huşlardır.
ralli oldu, ikinci devre çok sert geçti. Neticede Fenerbahçe takımı 2-1 galip geldi.
kabul ces'“n| anlatıyor, ölüm hâdisesi hakkında hu t. i bir malûmatı olmamakla beraber, hulasaten şöyle diyordu.
«— Ona aîd olarak evvelce bana gösterilen eşyaları tanıdım. Benim kanaatim artık o-
I oun. Benim Kanaatim artık ö-;W8 uukrta ı | nun öldürülmüş olduğu merke- tu» u«Ukr«z> n I' Zindedir.» 19,1 Demiryolu
154S isUkTAn 1 Sanık Ali Ertekine gördüğü
______t hizmetlere mukabil İstanbul j|so3 2 Bakanı Tahsin Banguoğlu?mH-| Emn,yet Mü-Jürlüğünce ikram!-u^’veu letvekiUeri, üniversite dekan ve ye verluP verilmediği hususun- „1BII UuaaIaa profesörleri, Genelkurmay Eği-l£^a mahkemece yazılan tezkere-1 uemiryoiu rv tim Yarbaşkanı Tümgeneral ı *c a,t cevapta da, Ali Erlekine üem.rvoiu v Rüştü Erdernun. İngiliz elçilik teşkilâtında gördüğü % o PA|
mensuplan hazır bulunmuşlar-dır.
hlznıetlerlnc mukabil, iki defada 50 şer liradan 101) lira İkramiye verildiği blJdiriliyordu.
Sanık Ali Ertekinln vekili E- ____________
dip Türkmen, sanığın, karısı mmcaiı »enet Medihanın huzurlyle dinlenme-1 sinin lüzumlu olduğunu söyle- l Merlteı ennicası j il-
dikten sonra, tanıklardan Yüz-' h Banka® başı Şükrü Polat'ın. şehadeti sı- ' T T,earei Bonkaa 5 io‘
rasında haksız isnatlarda bu- *FllBn C[,ncl2°________________msoİ,
lunduğunu bildirdi. [ . sahhaflarda altim_________|
Duruşma. MeclUİanm sanığın
Bunlara huzurlyle dinlenmesi ve gösteri-Jlâveten bu yıl yeniden 32 kule len diğer tanıkların istinabe gıTr'm ve 120 kulübe üaha yapılacak- yollyle ifadelerinin alınması kuico
«35
«SO , x*——
»8.50 adında bir şahit sanık, atey-«Sü. hinde şahadette bulunurken 97115 . yerinden fırlayan Aziz Özkan şahide bir tokat atmıştır. Va-j ka bir zabıtla tesbit edilerek I sanık Suçüstü mahkemesine 2 ' verilmiştir. Salondan çıkarken sanığın aleyhinde şahadette bulunana çok fazla kızdığı hareketlerinden ve söylenmesinden anlaşılıyordu.
Orman yangınlarına karşı yeni tedbirler Ankara 10 — Orman yangınlarına mâni olmak üzere mevcut tedbirlere ilâveten yenileri alınmış bulunmaktadır. Bugün yurt ormanlarını yangından korumak için 104 yangın gözetleme kulesi ve 268 gözetleme kulübesi vardır.
I
ANADOLU PEMİHYOm GHUPU İTanvilleı 1-î 107 —
Hine tenellcrl -â W IHM
' _________ K9$ı
SİHKET HİSSELERİ
Gulden Tûr» İH
10Û0 LİRA KAZANAN TALİHLİ
Dün Koç Ticaret T. A. Ş. nin Bankalar Caddesindeki binasında General Electric radyolarının 1000 liralık ikramiyesi Noter huzurunda çekilmiştir. Bu ikinci çekilişte löûo lirayı kazanan talihli. Samatya. Merhaba Caddesi No. 92 de mukim Bayan Kadriye Savaşkurt'lur. (Radyo seri No. 74691.
| Bildirildiğine göre, diöor iki

S7.(oj
«'•( çekiliş 10 Ocak ve 1C Şubat İS.SO vnntlavaktır

11 Aralık 1-049
AKSAM
S EZ

'(!
En esaslı dil kaidesi: sTarihînlik
Belediye işletmeleri
Sabah Gazeteleri Ne DiyoYİT
Dokuma
Sahlfe a
İnsan kafasında - eski tâ-biıile - «Vahide irca» gayreti vardır. Bir hâdisedeki saik ve sebepleri anlamak için, teferruat kabilinden olanları atar, ortalığı temizleriz. Belli haçlı âmili bulmağa çabalarız. Belki de ilmin, felsefenin mihanikiyeti, çok laman, budıır.
Herkesle beraber, şu Dil İnkılaplarının cereyanına uyarak, ben de, bütün bu müşkül mevzuu tek saik ve sebebe irca etmeğe çalıştım. «Tarihi» nazariyede karar kıldım.
Şöyle ki:
Dedelerimizden itibaren, muhtelif anneler ve baba -lardan hâsıl olmamız, bir vakıadır; eğer bu arada anne annemizi beğenmezsek onu değiştirmemiz artık ka -bil değildir. Çünkü kanı kanımıza karışmış bulunuyor. Onun tebessümünün, sesi -nin, bacak kemiğinin vesai-resinin tesirleri benliğimizde vardır.
Organik mevcudiyetler cilan lisanlar da. buna benzer bîr «tarihilikten» kurtulamıyorlar.
Osıad Yahya Kemal'in bulduğu bir misali burada yine tekrarlayayım:.
Türk aşiretleri İran’dan geçerken orada rastladıkları (pençerc, perde, pervaz, çerçeve, cam) gibi pençereye dair çişim ve isimleri öğrenmişler. Bu lâfızlar, mefhum-larile beraber Türkçeye mal olmuş.
Akdeniz kıyısına varınca da (iskele, lostromo, miço, kaptan, Iskarmoz) kelimelerini de ora halkından al • mışlar.
Türk dili, muhtelif nesil -lerde, muhtelif milletten analarla evlenmiş farzolunn-bilir. Çin, Fars, Yunan, İtalyan, Arap, Arap, Arap, bir sürü Arap daha, nihayet Fransız, şimdi de Ingiliz zevceye iltifat etmiş. Bir de öz Türk gözdesi var.
Bu tesirler, tarihî vakıa -lardır. Türlü temasların ve cereyanların _
den doğan kelimeler cümle şekilleri de vâkidir.
Fakat bu arada, Türk a-nalann çok sağlam kanından olduğunu - yani milliyetçi, inkılapçı, halkçı bir cereyanın da lisan mevzu • Unda baş gösterip senelerce hüküm sürdüğünü « hesaba katmalı.
O da vakıadır. O da tarihîdir, Binaenaleyh; «Uydurma kelimeleri atalım!» derken, yine tarihîliğe zıt bir harekete girişirsek aynı hatayı işleriz.
Kurultay cereyanile de Türkçe yüzlerce tâbir, terim edindi. Bunların birçoklan kelimeleşti. Dile herhangi yoldan girmiş bir kelimeyi çatmak» olamaz. Nitekim kemiğimizi, gözümüzü, kulağımızı, beğenmeyince koparıp atamıyoruz. Onlar, bünyeye karışmış, gitmiş artık.
Kısacası: «Vahide irca» ediyorum: Ana kaide, «tarihilik tir.
Türkçe’deki yabancı ası!-dan kelimeler gibi «uydur • ma» denilen kelimeler de (bittabi hepsi değil, yer etmişleri) lisanın tarihine aittir. Onları da kabulleniriz..

Bundan sonra, ikinci bir kaide:
«Yeni mefhum karşılığında yeni lâfız.»
Saraylarda, konaklarda acemi halâyıklann isimleri -ni değiştirirlerdi. Biz de o yola sapıp, tarihî kelimelerimizi, yeni öz Türkçe lâfızlarla ifadeye kalkmamalı -yız. Hayatımıza doğacak yeni mefhumlara yeni isimler bulmalıyız. Bunları da ica -bina göre beynelmilel men-şe’Ierden, icaplarına göre öz Türkçeden.
İsviçreli mütehassıslar 20 Aralıkta geliyorlar
Belediye, elektrik, tramvay, tünel, otobüs ve havagazı işletmeleriyle sular idaresinin daha verimli ve daha az masraflı bir şekilde çalışmalarını temin hususunda fikirlerinden İstifade için İsviçreden üç mütehassıs davet etmişti. Üç profesörden müteşekkil olan bu heyet ayın 20 sinde Ankara vapuru İle şeh rimize gelecektir. Şehrimizde 15 gün kalarak belediye işletmelerinde tetkikler yapacak olan mütehassıslar Cenevre İktisat fakültesi dekanı profesör Clau-dlus Terrier, Cenevre yüksek mimar mektebi teknik meseleler profesörü Marcel Rocsgen ve Cenevre sanayii işletmeler kâtibi umumisi profesör Luls Comi-se iti 'den müteşekkildir.
Bu prfesöler, memleketimizde fazla kalamıyacaklan İçin vaktiyle birlikte çalıştıkları mütehassıs Cihat îren’ln Belediye İşletmelerinde İncelemeler yaparak bugünkü vaziyetlerini tos-bit edecek raporlar hazırlayıp Cenevre'ye göndermesi kararlaştırılmıştı. Bir seneye yakan bir zamandanberi devam eden bu tetkikler sonunda hazırlanan raporlar gönderilmiştir. İsviçreli mütehassıslar beş aydır bu raporlar üzerinde çalışmışlardır. Bu sebeple memleketimize tamamen hazırlıklı olarak gelecek oLan mütehassıslar tetkiklerini müteakip memleketlerine döndükten bir buçuk ay sonra İlk raporlarını Belediyeye göndereceklerdir.
Mütehassıslar istanbulda kaldıkları 15 gün İçinde İşletmeleri gördükten sonra bunların daha verimli çalışmaları hususunda Belediye İle müşaverede bulunacaklardır. Verilecek raporların birinci kısmı tabiili, İkinci kısmı İse yapılacak reform ve yeniden teşkilâtlandırma hususunda tedbtr ve tavsiyeleri ihtiva edecektir.
Bütçe açığı
CUMHURİYET bu başhkh yansında diyor kİ: "*
TLraj hakkımızın tamamını kullanmalıyız. Esasen bu haktan faydalanmak memleketimizin şiddetle muhtaç olduğu bir yardım kısmıdır. Hattâ o kadar kİ, Avrupayı (çok taraflı ticaret) denen eski serbes ticarete götürecek olan, götür-inek için düşünülen bu dikkate şayan yeni sistem öteki doğrudan yardım usulünden çok daha ehemmiyetlidir. Temenni olunur kl tirajın birinci karşılıklı kısmı üzerinde çalışırken önümüze çıkabilecek, başka yerlerde daha ucuza mal vardır, İddiaları gibi engellere karşı kollarımızı kavuşturmı-yahm o engelleri dJğer Mars-hall memleketleri gibi ustalıkla yenmek İmkânlarını yaratalım ve bulalım.

Zavallı insan haklan
YEMİ SABAH bn başlıktık
yazısında diyor kf:
Dört yıidanberi, gelmişte, zaman zaman bir yıldız gibi parlayan demokrasi devirlerimizi canlandırmak İçin uğraşıyoruz amma eski eşhas ve sistemde değişiklik yapmağa bir türlü razı olamadığımız İçin bu yolda çok bocalıyor ve yalpalar yapıyoruz. Doğuda otuz küsur yurttaşımızı muhakemeslz kurşuna dizenlerin adalet huzuruna çıkmaları yedi yıl kadar geciktirildikten sonra askeri mahkeme huzuruna şevketli İmiş ve orada da uzun muhakemeden sonra maznunlar tahliye olunarak nasıl ve nerede muhakeme olunacakları düşünülmeğe başlanmış. Bu derece uzun gecikmeden sonra henüz nerede muhakeme olunacağının tâyin edilememesi ve böylece insan haklarına en ağır bir tecavüzün cezasız hattâ merclslz kalması henüz çok mesafe katetmeğe muhtaç olduğumuzu gösteriyor. Yüz yıldan fazla bir zamandır, fasılalı ve sarsıntılı yolculuğumuz
kâfi değil mir
-■ |
Bedbinlik, nikbinlik
balın
YA-
Ahmet Emin Yalman T AN da diyor ki:
Eğer tharlp edici cereyanların karşısına memleket ölçülenle hareket eder küçücük bir grup olsun çıksa ve sen ben kavgasına tutuşanları davet etse, her şeyin düzelme İstikametini tutacağına benim güvenim vardır. Çünkü iki taraftan hiç biri böyle bir davete mukavemetin mesuliyetini üzerine alamaz. Çıkmaza düşmenin ıstırabını da herkes aynı derecede duymakta, fakat bundan karşı tarafı mesul tutmakla iktifa etmektedir. Ne çare kl memlekette kahir ekseriyeti teşkil eden müstakiller bir türlü teşkilâtlanamıyorlar ve kıymetli zaman ve İmkânları ihtiras yarışı İçinde İsraf edenlerin, karşısında dâvacı 0-larak dlkllemiyorlar.
zürriyetlerin-
- ve
Şoför teşekküllerinin Vali nezdindeld toplantısı
Dün Vilâyette İstanbul ve Üsküdar Şoförler cemiyeti İdare heyetleri üyeleriyle umumi nakil vasıtaları sahipleri Vali ve Belediye reisinin başkanlığında toplanarak üç şoför teşekkülünün bir arada İlk defa olarak toplanmasını temin ettiğinden dolayı kendisine teşekkürlerini bildirmişler; ehliyet, seyrüsefer ve şoförlere verilen cezalarla şoförlere alt içtimai meseleler ü-zerlnde dileklerini Ve dertlerini anlatmışlardır. Şoförler bonservis usulünün ihdasını da temenni etmişlerdir.
Maçkadald apar limandan alınan mücevherat ve eşya meselesi
PolonyalI bir tacirin zevcesi madam Edilin Maçkada oturduğu apartımanda bulunan 150 bin liralık mücevherat ve eşyayı alıp gittiği lddl&ciyle kocası tarafından savcılığa ve polise Müracaat edildiğini yazmıştık. Dün madam Edit'ln kocası olduğunu bildiren Leopold Müc-kenbrun imzası İle aldığımız mektupta adının Kaploviç değil, Leopold Mückenbrun olduğunu bildiriyor ve hâdise hakkında şöyle diyor:
*— Hâdise hakikattir. Kanun yollarına müracaat ettim. Bu eşyaları eğer karını muvazaa arzusu Jle veya diğer bir tahrik ile başkasına satmak teşebbüsünde bulunacak olursa üçüncü şahısların hüsnüniyetle bu mallan İktisap ettiklerini kabul et-miyeeeğlm gibi karımın yapacağı her hangi bir borcu da tediye etmlyeceglmi beyan ederim.»
(Vâ - Nû)
Türk Hemşireler Birliği fahrî başkanlığı
Bugün Vali ve Belediye reisi Ord. Prof. Dr. Fûhrcddln Kerim öökayı Türk Hemşireler birliği Bdna bir heyet ziyaret ederek fahri başkanlıklarının bayan Gökay tarafından kabulünü rica Ztmlş, kendisinden üyeleri namına müzaheret ricasında bulunmuşlardır.
Üsküdarlıların bugünkü toplantısı Üsküdarlılar, bugün saat lfi da Halkevlnde toplanarak semtin güzelleştirilmesi ve İhtiyaçlarının bir an evvel giderilmesi hususunda görüşmeğe karar ver-1 mlşlerdir.
Bu toplantıya Vali ve Belediye başkam doktor Fahreddln. Kerim Gökay da davet edilmiştir, Fahreddln Kerim Gökay bu davete memnuniyetle gideceğini bildirmiştir.
İşçi hastalıkları sigortası.
iş mahkemeleri tasarıları
İslanbal milletvekili Ati Rıza Ari’nin miihim izahatı
İstanbul işçi Milletvekili Ali Kıza An dün sabah şehrimize geldi. Bu akşam yine Ankaraya dönecek. Dün kendlslle görüş -tük. Bize dedi ki:
«— İstanbul sanayicileri bu gün benden İki mesele sordular. Bunlardan biri üzerinde uzun zamandanberi çalışılan Yüksek Ekonomi Kurulu kanun tasarısının, diğeri de müstakil sanayi od&lan kurulmasına alt kanun tasarısının ne olduğuna da İrdir. Ankaraya dönüşümde bu hususları bir takrirle Büyük Millet Meclisine getireceğime
Bundan sonra İşçileri İlgilendiren meselelere temas eden A-11 Rıza An bu hususta dedi kl:
«— şimdiye kadar İşçilerle ilgili olarak meslek hastalıkları sigortası ve kaza sigortası vardı. Ancak bunların yetersizliği anlaşılmış ve «Umumi İşçi Hastalıktan Sigortası» adıyla yeni bir kanun, tasarısı hazırlanmış tır. Bu tasan IlgUl komisyon -tarda incelendikten sonra Ça lışma Komisyonuna gelmiş ve dün bu komisyonun müzakeresi de sona ermiştir.
Bu kanun tasarısı önümüzdeki hafta İçinde müzakere edilmek üzere Büyük Millet Meclisine gelecektir. Yeni kanuna gö re, İş Kanununa tâbi her İşçi 15 ayda 160 gün prim ödediği taktirde üç ay tedavi edilmek hakkını kazanacaktır.
Bu şarta, diş ağrısından vere me kadar bütün hastalıkların tedavisi girmektedir. Bu sigorta İçin işçi kazancının yüzde dördü kesilecek, bunun yüzde İkisi işçiden, diğer yüzde İkisi de İşverenden alınacaktır.
Bu sigorta, getir vergisinin tatbikine geçilecek olan. 1951 yılınm ilk gününden İtlbareu tatbikata konacaktır. O zamana kadar hastahane vesair teçhl -?at hazırlanacaktır.
İş mahkemeleri tasarısı
işçileri İlgilendiren diğer mühim bir tasarı da İş Mahkemeleri Kanun tasarısıdır. Bu tasarı da çalışma komisyonun da İşi bitirilip Adalet Komisyonuna havale edildi. Tasan bu
talanbul Milletvekili Ali Kıra An
Yeni Irak Kabinesi kuruldu
Bağdat 10 (AA) — Bugün Ayandan Ali Cevdet Eyübi’nln başkanlığında yeni bir koalisyon kabinesi teşkil edilmiştir. 1935 senesinde Başbakanlık mev kllnl İşgal etmiş olan AU Cevdet Eyübl bir aralık İrakla Vaşing-ton ve Londra temsilcisi İdi.
Yeni kabine şöyle teşekkül etmiştir:
Başbakan Ali Cevdet Eyübl, Başbakan yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Müzahlm El Paçacı, Eğitim Neclb El Rûvl, Bayındırlık vo Ulaştırma Ali Haydar Süleyman, Sosyal İşler Saad Umar. İktisat Abdiirrezzak El Dâhlr, Adalet Hüseyin Cemil, Maliye Ali Mümtaz, Devlet Bakanı Ali El Şarki, İçişleri Ömer Nazml, Savunma Bakan vekili Ömer Nazml.
Bakanlık 200 bin çiftin ihracına izin verdi
Ankara 10 (AJL) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından bildirilmiştir:
Memlekette el emeğini kıymetlendirmek maksadiyle yerli mamulü 50 bin çift kunduranın ve 150 bin çift lâstik pabuç, galoş ve çizmenin, anlaşmalı memleketlere anlaşma hükümleri dahilinde, anlaşmama bulunmayan ülkelere serbes dövizle (dolar ve İsviçre frangı) ve ya Türk hesabına geçecek sterllngle ve Bakanlık lisansına tâbi tutulmak suretiyle İhracına izin verilmiştir.
ay içinde Meclise sevkedllecek-tlr. Adalet sistemimizin yepyeni bir unsuru olan İş Mahkemeleri bir yargıç ve iki aza.d an mü rekkcp olacaktır. Üyenin biri sendikalar tarafından seçilmiş bir İşçi mümessili, diğeri de ma halli ticaret ve sanayi odaları tarafından seçilen bir işveren mümessili olacak ve yargıç, ko nuşulan hususların mahrem kal ması için kendilerine yemin ettirecektir.
Buraya getirilen İş İhtilâfları en kısa zamanda karara bağlanacak ve bunlar için bir kere temyiz hakkı tanınacaktır. Yar gıtay kararını verdikten sonra artık ona itiraz edilcmiyecek -tir. Yargıtay da bu mahkemeler den gelen dâvaları en çok iki ay içinde karara bağlıyacaktır, iş yerlerinin mûtekAsU olduğu yer lerde kurulmaya başlayacak titan bu mahkemeler, İşçi, İşve -ren, sigorta ve sendikaların kar şılıklı ihtilâflarıyla meşgul olacaktır, Bu mahkemelerin kurulamadığı yerlerde aynı kanunun hükümleri dahilinde dâvâlara mahalli sulh yargıçları bakacaklardır.»
Canlı hayvanlar
Ankara 10 (AA.) — Ekonomi v« Ticaret Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Mevsim başında (300ı bin baş olarak tâyin edilip bilâhare iç İstihlâk mûlâhazaslyle birinci parti alarak (150) bin başlık miktarının kullanılmasına müsaade edilmekte olan koyun kontenjanının kuraklıktan mütevellit yem darlığı yüzünden hayvan telefatını önlemek maksadıyla arttırılması, (150) bin başın daha İhracına İmkân verilmesi ve 13/12/1949 tarihinde bitecek olan fiili İhraç müddetinin de koyun, sığır ve manda İçin 15/2/1950 tarihine kadar uzatılması Ekonomi va Ticaret Bakanlığınca uygun görülmüştür.
Bu 13e ait sirküler bugünkü tarihle İlgililere gönderilmiştir.
ş. B.
Koşu yolunda 239 evlik bir mahalle kurulacak
Vilâyetteki şikâyet bürosunun faaliyeti
Vilâyetteki şikâyet bürosu her on beş günde bir çatışmalarını bildiren raporlar hazırlayarak alâkalı makamlara vermektedir. Hazırlanmakta olan yeni rapora göre büronun kuruluşundanberl 322 şikâyet ve müracaat olmuştur. Bunlardan 318 u neticelendirilmiştir. Kalan üçünün muamelesi henüz bitmemiştir.
Vaki olan bu 322 şikâyetin 150 si belediyeden, 69 u kaymakamlıklardan, 30 u emniyetten, 25 1 mâliyeden, İL 1 tapu ve kadastro ldareslndendlr. Diğer dairelerden olan şikâyet sayısı 10 kadardır,
Emlâk Kredi bankası, köy Koşu yolunda 239 müteşekkil bir mahalle vücuda getirmeğe karar vermiştir, inşaata yeni yılda başlanacaktır. Bu evler tamamlandıktan sonra Batışa çıkarılacak ve bedellerinin ödenmesinde kolaylıklar gösterilecektir.
Kadı-evden
Bu maksadla şehrimizde bulunan Emlâk Kredi bankası ilin um müdürü Mithat ile bankanın İstanbul şubesi müdürü Nl-zameddln dün Vali ve Belediye başkanını ziyaretle bu mevzuda bLr müddet görüşmüşlerdir.
Emekli sandığı ek kanunu
Ankara lö — Ankara Milletvekili Hıfzı Oğuz Bekatanın emekli sandığına ek kanun teklifi muvakkat encümende tetkik edilmiş ve Meclisin pazartesi günkü rıiznameslne alınmıştır. Bekata, bu teklifi üc mlllctkll-llğine seçilen memurların tekaüt haklarından milletvekili olduktan sonra dahi faydalanmalarım, emekli sandığı ile alâkalarının kesilmemesini istemektedir.
sanayii
(Baş tarafı 1 İnci sahifede) mül etmişler, buna mukabil hususi müesseselerin bir kısmı İşçilerine yol vermek çaresine baş vurmuşlardır.
Bunun üzerine gecen hafta mensucat İşçi sendikaları pat -ronlar ve resmi çevreler nezdln-de teşebbüse geçerek İşçiyi çıkarma usulüne son verdikleri gibi İşten çıkanları İşçilerin tek rar İşe alınmalarını da teinin etmişlerdir,
Patronlarla işçilerin elbirliği
Bu suretle hâdiselerin ikinci safhasına girilmiş bulunulmaktadır. Bu safhada işçi ve patronun elblrUğlle hareket ettiği gö rülmektedir. Patronlar bakımın dan sarfedilen faaliyet şudur:
Evvelki gün Ticaret ve Sanayi Odasında meslek heyetleri toplantısı yapılmış ve söz alan delegeler düzensiz İthalât karşısında yeril sanayiin müşkül ve tehlikeli bir duruma girdiğini belirterek bu vaziyetten acı acı şikâyet etmişlerdir.
önümüzdeki cuma günü bu mevzuda Ticaret ve Sanayi Odasında büyük bir toplantı yapılacak ve alınan kararlar hükümete bildirilecektir. Yine ev velkl gün aynı mevzuda Bölge Sanayi Birliğindi mühim bir toplantı yapılmış ve bütün yün lü mensucat zümrelerinin İştirak ettikleri bu toplantıda mü htm bazı neticelere varılmış -tır. Bu arada Bakanlık tarafından yün ithali İçin yeniden tahsis edilen 450 bin sterlinlik döviz tevzllnln hangi firmalara ne nlsbetlerde yapılacağı karar taştırılmış, ayrıca kurulmasına çalışılan Sanayi Bankası için sanayicilerden İlk hamlede 500 bin liralık İştirak taahhüdü sağ lanmıştır. Bundan sonra mevzuun en ehemmiyetli kısmına geçilerek mensucat sanayiini tehdit eden buhran üzerinde konuşulmuştur.
Bu arada sanayiciler, ellerin de biriken stoklan satmak için bilhassa İhracat im kân tan araştırmışlardır. Toplantıda açık tanan rakkamlara göre bugün Sümerbankın elinde 33 buçuk milyon liralık, piyasada da 31 buçuk milyon liralık yani ceman 5 - 5.5 milyon metre yünlü kumaş stoku vardır. Bu mallan satmak için en kısa zamanda lüzumlu tedbirler bulmak lüzu mu üzerinde mutabık kalınmış ve toplantıda hazır bulunan Sümerbank satış müessesesl mü dür muavininin de Iştiroklle ba zı kararlara varılmıştır.
Bu arada hususi sanayile 8Ü merbank fabrikalarının mesai saatlerinin yekdiğerine uymadı ğı ve bundan bir ahenksizlik çıktığı kabul edilmiş, bu İş saatlerinin müştereken tanzimi ka rarIaştır ilmiş, buna benzer diğer hususların bir an önce hal 11 için sekiz kişilik bir komite kurulmuştur.
Toplantıya İştirak edenler, yünlü mensucat sahasında alınan bu kararların pamuklu ve İpekli mensucat gibi diğer saha la ra da teşmilinin faydalı ve lüzumlu olduğu neticesine varmışlardır. Yakında yünlü mensucat İş saatlerinin sekiz saat ten daha aşağıya inmesi muhte m eldir.
Ankaradan dönen işçi temsilcisinin beyanatı
Patronlar bir yandan ve kendi bakımlarından uğraşırlarken İşçi mümessilleri de yine aynı maksatta faaliyet sarfetmekte-dlrler. Filhakika, hafta içinde Eyüp - İstanbul Mensucat İşçileri sendikası başkanı Mehmet Güler, beraberinde bir İşçiyle An karaya gitmiş ve dün şehrimize dönüp bize şunları söylemiştir:
«— önce çalışma Bakanıyla görüşüp bu mevzuda hazırladığımız raporu verdik ve memlekette yapılan pamuklu, yünlü İpekli ve naylon mâmullerl emsallerinin takaslı ve dövizli ithalâtının katlyyen durdurulması İçin Bankama tavassutunu rica ettik. Bakan bizim tamaml le haklı olduğumuzu söyledi ve hazırladığımız raporu Ticaret ve Ekonomi Bakanına verip ay rica ısrar edeceğini de vadettl Bundan sonra aynı hususta Ma 11ye Bakanlığı müsteşarı Ol-ynsettln Akdenlzle de görüştük. Ona da dertlerimizi anlatıp raporun bir suretini verdik. Mili taşardan da vuld aldık. Ümitliyiz.»
Hâdiselerin göstereceği İnkişaf önümüzdeki haftalar İçinde daha İyi anlaşılacaktır.
l Şahap BALCIOGLU

Yobazın sarığı
O E (D >
0 P
Yeni bütçe konuşmaları arasında tepemize bir zam hortlağı daha dikildi. Bir kaç gün evvel gazetemize A aka ra dan verilen bir haberde, radyo aidatının bir misli arttırıldığı, radyo sahiplerinin önümüzdeki sene posta idaresine on lira yerine yirmi lira aidat ödeyecekleri bildirildi. Pek garip bulduğumuz bu haberde bir hatâ olması ihtimalini dü -şünürken maliye Bakanının bütçe komisyonundaki izahatı arasında geçen sözleri de bu garabeti teyit etti.
Birçok işlerde ayaklarımıza dolanıp muvazenemizi bozan garabetler zincirine ağır bîr halka daha ekleyen şu zam kararının mânasını, sebebini anlayamadık; bu hususta alâkalı zatların akla, man t ika uygun, umumi efkârı tatmin edici bir sebep LL göstermelerine de imkân ta- Q savvur edemiyorum. Q_
Bugünün cemiyet haya- ç\| tında radyonun mütemadi- q_ yen artan ehemmiyetini tak O dir ederek bu medeniyet â-1 etin den azamî istifade imkânlarını aramağa çalışan biz değil miydik?
Radyonun öğretim sahasındaki miihim rolünü belirtmek için ağız dolusu nutuklar söyleyen; yurdda rad yo istasyonlarının çoğalma-
sına, halk tipi ucuz radyo- . lar yaptırıp köylere kadar göndererek radyo neşri) a- ■*“* tından bütün vatandaşlann "O faydalanmalarının temini - 0 ne çalışıldığını bağıra bağı- çg ra yüzlerce defa tek -rarlayanJar is başındaki idare adamlarımız değiller miy- U di?
Ankara radyosu yayım ihtiyacına kâfi görülmediği l-çin, daha miibrem ihtiyaçlardan fedakârlık yapılarak aşın gayret ve masraflarla İstanbul radyosu kurulmadı mı?
O telâşlı gayretlerden maksat hakikaten radyo neşriyatını genişleterek bilhassa öğretim sahasındaki hizmetinden vatandaşları faydalandırmaksa, gayenin t amamı I e zıddına bir kararla bu medeniyet âletinin istimalini zorlaştırmanın mânası nedir?
Zam garabetinin sebebini araştırmadan evvel radyomuzun bugünkü durumuna bir göz atalım. Büyük fedakârlıklarla meydana getirilen radyo teşkilâtımız ken dinden beklenen vazifeleri lâyıkile yapabiliyor mu ?
Söz faslında ajans haberlerini Ankara ve İstanbul radyoları müşterek veriyorlar. Ayrıca bir de gelir vergisi dersi dinliyoruz.
Müzik kısmı malûm. Pek seyrek fasıllar müstesna, alaturka ve alafranga plaklar, plaklar, plaklar...
İstanbul radyosunun göğsünü gere gere bize dinlettiği halk türkülerinden bir örnek vereyim:
«Bugün hava pusarık» «Başta durmaz bu sarık» «Eğil bir yol öpeyim» «Belki yolda susank» «Pusarık» ne demcktlrT Ya şu, behimî ihtirasın ga-leyaniie başından sangı fırlayan meczup yobaz kim -Air?
Radyodan beklediğimiz hizmetler bunlar mıdır? Vatandaştan istenilen bir misli fazla aidat bu mühim hizmetlerin karşılığı mıdır?
Cemal REFİK
Nüfus sayımı hazırlıkları önümüzdeki yıl yapılacak um tınıl nüfus sayımı hazırlıklarına Belediyede başlanmıştır. Belediye, yakında şehrin mahalleler ve sokaklar inin İsim levhalarıyla evlerin numaralarım gözden geçirecek ve numarasız evlere numara koyduracaktır.
mhu piyango
SaJıife 4
Fizyoloji muallimi
Şakir Paşa
Yattan. Doktor Bedi ŞEHSUVAROĞLU
14 aralık 949 çarşamba günülyüğiı Arif bey mülkiyeyl blUr-Tûrk tıp tarihi kurumu ve Up dikten sonra babasının teşviki tanlıı enstitüsü tarafından.1 ue Eczacı mektebini de bitir-Mektebi tıbbîye fizyoloji mu- j mlş, Fransuscaya ve felsefeye allimi ve Tiırk hekimliğinin vakıf bLr zattı, ikinci Oğlu Raif biiyük evlâdı. Şakir paşanın bey gene babasının teşviki ile doğurturum JOO üncü ve ölü- doktor olmuşsa da tabii LsÜ-nıönün 40 inci dönüm yılidır. dadı onu musikiye sürüklemiş. Mesleğindeki sonsuz bilgisi ile Çok gutel keman çalan bir milletlerarası bir kıymet olan zattı. Şakir paşanın dört bin Şukir t'i* sağlam karakteri, 1 cilde yaklaşan kıymetli kütüp-fedakârlığı ve vazife severllği ' ' " —
ile 40 sene evvel olduğu gibi bugünkü gençlik için de İyi bir örnektir.
i hanesi Ralf beyin erinde ve i Teşvikiye yangınmda kül cA-
- muştur. (Şakir paşa okumayı o mertebe seven bir insandı kİ aylığından evinin İhtiyacını
r çıkardıktan sonra üstünü he-
■ men kitaba yatırırdı.) Üçüncü
■ oğlu Akif bey (ordinaryüs pro-
■ fesör operatör Akif Şakir Şa-ı kar) da babasından habersiz
- Askeri tıbbiyeye girmiş ve dok-
■ tor olmuştur. En küçük oğlu Selim bey de iyi Fransızca bl-
f len münevver bir zattı.
Şakir paşa çok sağlam ka-rnkteri ve Fransada teneffüs ettiği hürriyet havası dolayı-i sile zamanın büyüklerine arzı ubudiyet etmediğinden talebeleri ve muinleri kaderin yardımiyle müşir oldukları halde uzun seneler kaymakam ve miralay olarak çalışmış ve ancak Fransa Maarif Vekâletinin kendisine Palme acadö-mfıjue nişanının offlcler rütbesini vermesi üzerinedir İd galiba bundan hicap duyan OsmanU idaresi rütbesini paşalığa çıkarmıştır.
Fare dişleri fizyolojisi ite teneffüs fizyolojisi üzerindeki ilmi araştırmalarını Fransız Soclelö de Biologic'sinc tebliğ [etmiş, hattâ (Şakir paşa teneffüsü emsali) bir çok fizyo-nuşu- lojl kitaplarına geçmiştir, nazarı'
Milletlerin Garip Adetleri
Siamlı çocuk bütün ev halkına hâkimdir
Helikopter uçağı ile posta tevziatı
Br tısh European Airways’in giriştiği muvaffakiyetli tecrübeler
in mış ve 6 ay zarfında İngü-terenln Doğudaki muhtelif merkezleri arasında bir Hellkoptef posta servisi kurulmuştur. Bu servis herkesi son derecede memnun etmiştir. Evvelce 24 saat ta bir güçlükle posta alan kasabalara günde 2 kere Helikopterle tevziat başlamış ve halkın dine, evveline tayasen posta paketleri ve mektuplar 12 saat daha erken geçnjeye başlamıştır. Servis aylarca bir saat Intizamiyle işlemiştir Geçen yaz uzmanlar, Helikopterler için, aletlere dayanan bir okör uçuş> usulü geliştirmtş-lerdiTrt, Büyük - Britanya'daki posta faaliyetlerinin kısmı azami gece yapıldığı cihetle. Helikopterlerin de bu servis icabını karşılamaları için gtcı uçuşları yapmağa muktedir olmaları elzem görülmüştür.
Bu yaz yeni aletler tecrübe edilmiş ve pilota, bir bakışta, takip ettiği rotanın doğru olup .olmadığım gösteren hakikaten M. Ia8men -Waue ra(Wlu b|, i|et
İniBlısre, bu senM İlmi Mr p.ı,5,irt]lp glrijllmuuc.
-au em el. umu, « bu,»,- B„ alslkrle ttçhls fdl|En B E
A. Helikopter tevzi servisi şimdi 1947 nin sonbaharında Brl- en büyük imtihana hazırlan-tish European Airways şirketi saktadır: Ingllterenin şiddetli Güney tngllterede Helikopter gecelerinde, .kör uçuş» la, uçaklariyle posta tevzii dene-1 *^*^ikası dakikasına posta tev— melerine girişmiş ve uzman ba-,2^- Memnunluk verici bir re-kım personeli, mühendisler ve kor iesis edilecek olursa, önû-UletmeeHerl seferber ederek,1 büzdeki ilkbaharda Helıkopter-boj'le hir servisin maJiyetl hak-],e P0514 tevziatının hakiki te-kında fikirler edinir.İştir, tik.mel1 atılmı« olacak ve bu sis-tecriibelerde gerek Amerikan >,aln12 Ingilterede değil, Sikorsky Helikopteri ve gerek fc,sa zamanda dünyanın her daha küçük olan 2 kişilik Bell tar;‘nnda tatbik edilecektir. Helikopterleri kullanılmıştır. O '
devirde tngUterenin kendi geliştirdiği Helikopter uçakları mevcut değildi. Şimdi servisteki filo büyümüş, İngüterede inşa OAnismenuaziotiu. (bü-
edilen Westland-Sikorşky'lerle y,ük Türk mUJeLuıe «aienmeri adı ., . , .......... ı ulunda «ermekte olduftu «en konle-
Ivis-Leonıdes ler hizmete gir- rnmtnrınm dokuauncusunu (Alem ça-miştlr. Bu arada İngiliz havacı- gında Tarkiagûrt teknik kalkını;ı için İlk endüstrisi «hava atlı ismi prosramı kanosunda 17 aralık IMS verilen 24 kişilik Sterva’Iarla eani' 15 *
10 kişilik Bristol Helikopterini Halktv^c verde-kta de geliştirmiştir. Her iki uçak ağır yükler taşımaktadırlar.
Londra'dan yazılıyor: İngiliz havar-illk âleminde Helikopter uçuklan yine ön plândadır. British European Airways şirketi. puta idaresiyle birlikte denemelere girişmiştir. 8 ay-danberi yaz. kış. gece ve gündüz, her türlü hava şartları altında Helikopter uçakları memleketin her tarafına muntazaman posta taşımaktadırlar.
Yeni posta tevziatı-servisine başlanıldığı ilk gece, bava bulutlu ve yağmurlu idL Buna rağmen Kraliyet Hava Kuvvetlerinin eski pilotlarından John Caderon'un idaresindeki Helikopter. uçuş baremi üzerinden 16 dakika kazanmış ve taşıdığı ■ posta çuvallarını, Norveç'in banliyösünde küçük bir alana salimen teslim etmiştir.
Çocukların geçirdiği muhtelif safhalar — çocukluktan çıkarken yapılan merasim
sudan dökerler, çocuk bu suretle sırsıklam olur Çocuğun elbisesi değiştirilir ve yeniden en yeni Ve güzel esvapların) giyerek. papazlara merasim yemeği ni İkram eder. Bu esnada bir musiki heyeti Siam şarkılarını ve ilini parçalar çalar. Bu dini parçaların çalınmasında İlâhiler okunur ve dualar edilir ve , bunu müteakip papazlar vaâz ederler. Bu gibi merasimlerin büyüklüğü ve ihtişamı bu merasimi yapan ailenin mali durumuna göredir .
Hanedan ailesinden birinin saçı kesildiğinde, bu merasim memleketle bir bayram havası yaratır ve çok büyük eğlenceler tertiplenir.
20 yaşma gelince...
Kız çocuklar, saçları kesilir kesilmez ev hizmetine girerler ve erkelker ise mekteplerine devam ederler ve yirmi yaşına kadar bu böylece devam eder. Erkek çocuklar, yirmi yaşına bastıkları anda, heyeti ruhani-yc-ye kabul olunurlar bu erkeklerin hayatında İkinci bir kademe teşkil eder Buda dinine göre, bu dine inannalann dine merbutiyetlerini İspat etmesi lâzımdır. Bu gibiler arzu ettikleri zaman heyeti ruhaniyeden dalma ayrılabilirler. Bundan dolayı Siamlı gençler, meslek olarak din adamı olmak istemeseler dahi sırf Buda dinin kaidelerine uymak maksadiyle heyeti ruha-nlyeye kaydolunurlar ve üç ay din adamları meyanında kaldıktan sonra, hiç bir kayıt İleri sürmeden müsaade verildiği için, heyeti ruhaniyeden istifa edebilir.
| Heyeti nıhanlyeye kabul merasimi de çok muhteşem bir şeklide tesit olunur. *Namzet, gayet kıymetli elbiseler giyerek, ailesi efradı, dostlan ve genç kızlar Deraber mabede gider ve üç defa papazların önünde yere kapanır. Aile efradı papazlara hediyeler verirler, bunu müteakip genç erkek bir imtl-ı handan geçirilir. Zihnen ve be-'denen kabiliyeti tecrübe edilir.
Siyamhlann hayatlarında bir çok âdetler mühim mevki olır. bir çocuk dünyaya gelir gelmez, âlim veyahut sihirbaz bir kadın tarafından derhal muayene olunur ve bu suretle yeni doğan çocuğun İstikbali hakkında ma lümnt elde edilir, çocuk yalnız bırakılır. Lohusa da tahta bir sedir üstüne serilmiş bir yatakta yatar, gayet sıcak bir yerde yatırılır, bu suretle derhal tedavi olacağı kanaati vardır.
Nevzat bir aylık olunca, merasimle başı tıraş olunur, ve a-ilenln falcısı taralından zayçesl «Haraskop» tesbit olunur. Çocuk yürümeğe başladığında falci tek rar eve davet olunur. Çocuğun durumu, kötü olabilecek vaziyetleri ve yeniden zayiçesi tesbit olunur. Bu bütün tetklkat neticesinde elde edilen malumata ve çocuğun horoskopuna göre kendisine hir isim verilir. Horoskopu kesbiL İçin yuvarlak bir çerçeve İçinde bulunan bir tablo, ortası yuvarlak ve etrafında 12 gözde gösterilen, Budanın ehramı, ejderha, falcı, sihirbaz, gümüş ve altın şemsiye, kafasız bir insan vesaire ile mücehhezdir. Zaylçedeki resimler vaziyete güre günlük hayatta oğurlu veyahut uğursuz
Mehmet Şakir elendi (Şaklr poşai 12DÂ (1848) da Istanbul-da SıülanseUınde Müftü hamamındaki ahşap baba evinde griplerini dünyaya açlı. Babası Kıbrıs Türklerinden ve bahriye yüzbaşılarmdan Selim efendidir. 1274 te henüz dokuz ya-şmda İken askeri tıbbiyeyc girdi; (o «a manlar Tıbbi yede ilkokul da vardı ) Ve 1287 (1871) de şanı tının birincisi olarak ve yüzbaşı rûtbesile doktor çıktı.
187Î - 1874 senelerinde Pa-riste Coilffc de Prancı da meşhur âlım fk(yoJog Claude Ber-nard'ın yaranda çalıştı ve O-mm höyük takdir ve ittenadım kazandı Memlekete avdetinde Karadağ muharebesine İştirak eden Şakir etendi 12»! (187S) te Askeri ve Mülki tıbbiyeye fizyoloji mualirm muavini olmuş ve bilâhare muallimliğe terfi etmiştir.
6 teşringjü"! 1299 (1882 ı de ders nazırlığına da tâyin olunmuşsa da lâboratuvar ve ens-tltû hocalarının hariçte çalış-, mamaları, fakat maaş bakı-1 mından terfih edilmeleri huşu-, sunda verdiği takriri i , ilibare alınmayınca Mülki tıb- dknl derslerine ve ilmine ver- gIfla evvelâ Buda ehramı İle ' biye fizyoloji muallimliğinden,mMl hariçte hekimlik dahi yap- başlanır ve sayılır. Erkeklerde ve ders nazırlığından istifa ile mamıştır. Hattâ Fransadan 1 roıa doğru ve kız evlâtlarda ise yalnız Askeri tabblyedeld ders- [ döndükten sonra Müftü hama- | Horoskop tablosunda sağa doğ-terine devam elmiş ve ölüm imadaki evinde: m sayılır. Evvelâ haf lanın gün-
gününe kadar, küçük, büyük Patisten gelen meşhur feri, sonra aynı şekilde aylar herkese örnek olacak bir va- doktor, diye kapısını çalan has- ' Ve bunu müteakip de seneler sa-zâfraeverllk ve feragatle çalış- talar»; [ yüır Bu oyunda tabloda on
■arştır. | Tıbbiyede ders veri- m. resimden biri üzerinde kah-
Buğun hâlâ yaşayan talebe- rt™- hayvanlan keserim, dok- nır. Bu suretle üç şekil elde terinin İfadelerine göre Şakir torluk bilmem. Derdinize şifa edilir. Bu üç şekil de talihsizlik paşa, uzun boylu, geniş omuz-, arıyorsanız Şehzadebaşında ifade ediyorsa, hiç şüphesiz falı lu. ak sakallı ve iri mavi göz- Feyzi beye 'Feyzi paşa) gidiniz hayır değildir, üç şekilden biri yalnız kötülük ifade ediyorsa, fal iyiliğe delâlet eder. Fakat her uç şekil de müsait ise her şey yolunda gider demektir.
Çocuk her $eye hâkim
Siyamh çocuk bü'ûn cv halkına hâkimdir. Çocuğun bütün laallûkatı onun esiri gibidir, çocuğun en ufak hissedilen arzusu derhal yerine getirilir, çocuğun başı dört yaşına kadar daima traş olur ve bu yaştan itibaren çocuğun enası evlâdının saçlarını uzatmağa ve bakmağa başlar. Ana, çocuğun saçlarım bir topuz haline getirir ve bir renkli firkete takar, bu olayı müteakJp çocuğa elbiseler dahi giydirilir ve erkek çocuk ise köyün papaz mektebine devama başlatılır. Bu andan itibaren erkek vc kız çocuğun hayattan kendilerine göre bir yol alır.
Kız çocuklar mei:tebe gitmezler. Çacuklar bulûğa ermeğe başladıklarında, yan! on ile on üç yaşlan arsında oğlan ve kız çocukların saçları, gayet mutantan merasimle kesilir Bu o- ( lay Siyamlının hayatında en Saç kesme merasimi mubim bir vak, oluak telâkki | Dundan ortratla çalar. .......................... jçaylar, sigaralar, yemekler ve sonra eve dönerken arkasından ÜeLel cevizleri ikram edilir ve silâh patlatarak gelen neferle- herkes eğlenceye başlar İkinci rin haline dayanamıyor. Bir 8ön böyle geçer ye üçüncü gün ..._ hafta evvel bir kere daha ge- csas merasim başlar.
ve çlrdiği kalp anjini nüks ediyor. • Kötü ruhların evde merasim eserini Kapıdan içeri girerken valde- olduğunu hissetmemeleri için —| bu merasimden evvel detin bir _ — Hamin! Asi neferlere çok sükunet başlar, Güneş doğmağa
olarak bastırdığı üzüldüm, yürğelm hançerlenmiş başlarken. çocuk getirilir, başı lö beşeriye) adlı gibi ağrıyor, diyerek, yıkılıyor yâlnız topuz kalmak şartiyle vrniuvnr. [tamamen traşlanmiştır Topuz
! açılır ve üçe bölünür, hazırun-dan en yüksek şahsiyet ve iki yaşlı akraba bu üç tutamdan bir tutam ele alarak, güneş doğmağa başlarken çocuğun «açını keserler.
Kulakları çınlatan trampet gürültücü ve muzika bu anda çalmaya başlar, evin önündeki kurulmuş olan kameriyeden Kedu Tanrısı İçin konan yemek hocam paşaya son borcunu ödüyordu, kaldırılır ve kameriyeye çocuk ' “ ' ■ * ——:-------- [oturtulur. Bundan sonra bil-
--------------------------w (•) Tıb Tarihi Easlitüsünüa umum çocugnn laallûkatı bir le anlatmaktadır! Kitabının son (Muallim I>«IHor Şakir Paşa) hir gelerek, bir midye kabuğu 'formasını mattaayt verdik ten «»ı eserinden alınmıştır. çocuğun başına takdis olmuş
Şakır paw uzun süneler ken- „ı„nar Horaskopun Ulanılma_________________________ _____ ini derslerine ve ilmine VCT- (“*•’’ ” ' '___ ■■ biye fizyoloji muallimliğinden'mli hariçte hekimlik dahi yap- ’ başlanır ve ders nazırlığından istifa lle'mamıştır. Hattâ Fransadan 160la do&
terinden zekâ fışkıran nuraai dıyc savarmış. İşte bu parasLZ-bir ihtiyardı. O zamana kadar hk dolayısiledlr ki tâ Miralaylı-tıbbıyede fizyoloji dersleri na- ğma kadar bu 4.5 odalı baba zari olarak okul.ulurfc.en onun evinde yaşamış ve ancak on-leşebtoûsn De ilk fizyoloji lâbo- dan sonradır ki Koska’da bir ratuvan kuru tan arttır. Demir-kapıdaki eak^ Tıbbiye binasında bu maksatla kendisine verilen ve mutfağın biliş iğindeki boş bir odada uzun seneler kendi kesesinden tedarik ettiği burgu, makas, kanûl, lâstik boru gibi mahdut ve basit a- bakmağa başlamıştı. Fakat bu tellerle talebesine kloroformun sıkıntılı seneler bu idealist In-flzyolojik tesirleri, suni tenef- sanm ruhunda öy!e nklsler yap-füs ve kurar tesemmnmû gibiı mj? kİ Kemal Cenap beyi (mer-zamanının son buluşları sayı- h™ ’--------------- --------• "
lan her türlü tecrübeyi göster- I mis. mektebin Havdarpaşaya ı naklini müteakip de çamaşırhanenin üstündeki büyücek ! bir salonda çalışmalarına de-|'
vnm etmiştir, ve ancak 14 se- açacak ve Fizyoloji île d ok tor-nelik bir mücadeleden sonra-[luğu birlikte yürütmeğe çalışadır ki bu lâboratuvara 150 U- eaksınız, demiş ve kendisinden çalık alet aldırabilmlştir. [habersiz doktor olan Oğlu Akif
Bu mütevazı lâboratuvarın beye:
tecrübe hayvanlan ise hevesli talebelerin Gülhane parkından topladığı serseri köpekler, yakalayabildikleri tavşanlar veya nebatat bahçesinin havuzundan getirdikleri kurbağalardan ibaretti.
Bütün bu müşküllere rağmen Şakir paşa derin bilgisi Ve sonsuz tecrûbelerile nebati (Vegetalif) merkezlerin dimağdaki yerlerine katiyete yakın bir ihtimalle söylemişse de lâboratuvarının bu fakirliği yüzünden tecrübe ile gösterememiş ve bu mesele onun ölümünden seneler sonra 1922 de rene onun tahmini veçhile tahakkuk etmiştir
Her türlü hasletleri nefsinde toplayan bu büyük âlım aynı ram anda iyi bir aile babası idi. Hayatının son demlerine kadar hususi muayenehane açıp hastaya bakmadığından, bazut) aylarsa tedahüle kalan maaşi-le geçinmek ve baran da bu ■pı;^«ları yok pahasına urraf-l;Xa kırdırmak zorunda lalın:: ma rağmen çocuklarının tahsili Mne ve Usan öğrenmelerine sor* dr rece itina ve her birinin kıymetli bir Jıj'-ajı olarak yeıi»mete-vin“ gayret «T-®»îştir. Dört oğtaıtıan en bû-
kira evine taşınmıştır.
Fakat hayatının sonlarına doğru geçim sıkıntısı omuzlarına o mertebe çökmüştü ki derslerden sonra Sirkecide eski Tıbbiye Mektebi civarındaki Karidls'ln ecza hanesinde hasta
hum hocamız Kemal Cenap Berksoyl yanına muavin olarak alırken:
— Oğlum Fizyolojideki vazifenize başlamadan evvel, Di-vanyolunda bir muayenehane
' Çeviren: -|
| Hamı BEKEM j
olunur. Falcı kadın tarafından, çocuğun saçı kesilecek olan evde Buda resmini taşıyan bir mihrap kurulur, mumlar yakılır ve mihrap süslenir, Mihrabın yanına büyük bir makas ve bir kap içinde takdis olmuş bir miktar su, bir deniz midyesi ve merasim için lüzumlu bilumum diğer takımlar bulundurulur ve ufak bir masa üzerine ailenin koruyucu Tanrıları İçin ufak mikyasla yiyecekler konur, bunu müteakip okunmuş bir iplik evin damının olukları altından geçirilerek ev bu iplikle sarılır ve bu ipin ita ucu evde merasim için gelmiş olan din adamının eline verilir ki bu papazın dua ve takdisi bu İple evin etrafını sarsın ve kötü ruhları evden del ve onları bu mera-1 sime müdahale etmemelerini temin etsin. Alalar dahi bu me- I
,, 1 ucııeıı nauıjıteıı «vıuut euııu.
r asım de unutulmaz bu gaye ile ı , . .
I , , . eğer netice müspet be. tekrar
ataların küllerinin kavanozları diğer bir mihraba konur ve bu suretle ataların hu merasime
İştiraki temin olunur.
Bütün bu hazırlıklara ilâveten evin önüne dört ağaç üzerine kurulmuş bir kameriyeye Tanrı Kedu İçin (bu Tanrı uzun ömür verir) sivri bir sehpa konur. Bu merasimin arife gününde öğleden sonra bütün aile efradı toplanır ve çocuğa hediyeler getirilir, bunu müteakip papazlar gelir, bunların gelişil' gong ile ilân olur ve çay ikram olunur. Kısa bir aralamadan sonra çocuk, yeni elbiseler üs-ı tünde ve ailenin bütün mücev-1 heratı He tezyin edilmiş bir şe- 1 ikilde salona girer, papazlar dua | etmeğe başlarlar ve bu duaya huzurun da katılır.
I.
> — Laboratuvar derslerine İn-
tisap edersen gücenir, haftalı-ğmı keserim ihtarında bulun -muştu. Bütün bu müşkül zamanlarında. dalma yazıhanesinin ütsünde duran Sokrat'ın şu sözü, bu büyük adama, en büyük teselli ve enerji kaynağı olmuştur.
•En bahtiyar adam tekemmül ettiğini duyan adamdır*.
Oscar Herlwig‘ln iki cildi ile
(Hücre ve ensacın teşrihi umumi fizyoloji) adlı e._______ ,.
tercüme eden Şakir paşa ancak me: 115 formasını bast ırabl İmlştlr, Ders kitabı c*—*- - -
(Durusu hayatı beşeriye) i_______ _____. ______
eserinin İkinci tab'ını yaptırdığı [ ve ölüyor.
' sırada son formasını matbaaya
verip dönerken, o zamanlar! İstanbulun ateş içinde yan-oturmakta olduğu Kadıköy Yei-'dığı bu kargaşalık günlerinde değirmenindeki evinin kapısın-,askerî tıbbiye talebesinin cenaba düşüp ölmüştür. 5.Nlsan.l32$ ze alayına iştiraki mümkün de-[ğilse de büyük bir kainbahk bu 31/Mart hâdisesinin getirdiği muhterem insanın cenazesini irtica, vatanını ve hürriyeti Yeldeğirmeninden Kusdillne, seven bu muhterem insanın rıı-j (Mahmut baba) mezarlığına, hunda büyük fırtınalar yarat-[kadar göz yaşlan İçinde takip mış ve bu ani ölümü hazırla-, ediyor ve büyük hoca Şakir mıştır. Filhakika oğlu.
Ordinaryüs Profesör AkH Şakir' Şukur, babasının ölümünü şöy-
yerlere kapanır ve heyeti ruha-nlyeye kabulü için yalvarmağa i başlar, bunu müteakip üstündeki kıymetli kisveler çıkarılır, papazların san rubasını giyer, I kendisine bir dilenci tası verilir
Onu boynuna asarlar ve eline de bir yelpaze verirler.
| Bunları giydikten ve tasla yelpazeyi aldıktan sonra tekrar yerlere kapanarak, hazırunun I önünde on şartı ihtiva eden papazların yeminini tekrar e-'der. Bu da kimseyi öldürmeme-ğe .yalan söylememeğe, ahlâksızlık etmemeğe, sarhoş edici [içkiler içmemeğe, vaktü zama-[runda yemek yemeğe, dünyanın şatolarından istifade etmemeğe, papaz olarak şahsan mücevherat taşımamaya, para ile hiç alâkadar olmamağa ve daima toprak üstünde uyumağa dairdir. Baş papaz bunu müteakip namzedin heyeti ruhaniye me-yanına alındığını lifin eder ve yeni papaza ettiği yemin gereğince vazifelerini hatırlatan sözler söyler. Bunların aksi hareketinin büyük bir günah teşkil ettiğini anlatır.
Bu suretle heyeti ruhaniyeye kabul olunan genç erkek arzusu üzerine bu yemininden affolunur ve yeniden normal hayata kavuşabilir ve bu da çok defalar vakidir.
1947-948 kışında, tevziat sahası genişletilmiş ve servis çok muntazam bir şeklide işlemeye başlamıştır. Buna rağmen Posta idaresi bu denemeler yüzünden tevziatta gecikme tehlikesini göze almak istemediği cihetle uzun bir müddet fiilen mektup ve posta paketleri taşınmamış-tır. Bu loş -zarfında, sis ve fırtınalara rağmen posta servisinin % 96 nispette bir İntizamla yapılabildiği tespit edilmiştir.
KONSERLER
KONFERANS
İMıınbul Bclcdiy*«i S»mr tlyalmo . Bu akşam 1 Saat 20.30 da I ORAM KISMİ BIK KOMİSER GELDİ i Yazan: J. a Priestley Türkçesi: Prof. İrfan SON HAFTA
S
KOMEDİ KISMİ
BEBEK
Yazan: Maurice Braddel,
Anita Kart Türkçesi: Hakkı Bigeç SON HAFTA
Bu tecrübe devresi zarfında bir çok şeyler öğrenilmiş, radyo! irtibatı ve özel aletlerden faydalanma usulleri geliştirilmiştir.
Aynı zamanda kullanılmakta olan Helikopterler de ıslâh edilmiştir. Neticede 948 yazında Posta İdaresi Brlti.sh European Matineler: Cumar
Airways tevzi birliğine hakiki tesi pazar 15 te
posta çuvallarını emanete baş- Pazartesi akşamlan tcmril yoktur
ı
Ml'AMMER KARACA OPERETİ
Maksimde
Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Meşhur illim yıldızı Greta Gaıbonun Nevyorkta çekilen son resmi.
MODA
En güzel ve en zarif manto. Dokur. Tayyör, Dopyes, Rob ve Tuvalet modelleri]e sırf modelden müteşekkil şahane bir »ayı çıkardı, muhakkak görü-, nûz. hayran olacaksınız
ARİF BOLA T RİTAB EVİ
1 LİRA
TAKSİM Sinemasında
KANATLARAN TÜRBE
Turkiin her sahada olduğu gibi semalarda da kahramanlığını gösteren ve bugüne kadar 30,000
Idçi tarafından alkışlanan bu muazzam filmi siz de görünüz.
--- —
Süveyş kanalının yanında ikinci bir kanal açılıyor
Konya’da yeni yollar
Ankara-Konya yolu bu ay içinde açılıyor
Bartından notlar
Bu kanal daha kısa olacak ve vapurların beklemesinin önüne geçilecektir
Süveyş kanalının yanında ikinci bir kanal açılması İçin tetkikler yapılmış ve bir proje hazırlanmıştır, şimdi İşçiler açılacak kanalın iki tarafında toprağı kazmakla meşguldürler.
İkinci bir kanal kazılmasına sebep, zannedildiği gibi, askeri mülâhaza değildir. Bugünkü kanalın İhtiyaç a y etmemesidir. Kanaldan her giin 26 vapur geçiyor. Kanal darlığı yüzünden ancak bir vapurun geçmesine müsaittir. Bu sebeple bir müddet Akdenlzden Kızıldend-ze, bir müddet de Kızıldenîz-den Akdenize geçecek vapurlar kanalı katediyoriar. Bu esnada diğer vapurlar beklemeğe mecbur oluyorlar.
Kanalın İki başına gelen, vapurlar sıraya girerler ve nöbetleri gelmesi İçin vasati olarak 14 saat beklerler. Bu mühim bir kayıptır. Seyrüsefer arttığı için İleride daha fazla beklemek lâzım geleceği de anlaşılıyor. İşle bu yüzdendir ki 'Birinci Faruk kanalı» adı verilecek olan yeni bir kanalın açılmasına karar verilmiştir.
Bugünkü kanalın açılmasına 1859 da mühendis Ferdinand de Lesseps tarafından başlanmıştı. Bu iş pek kolay olmamıştı. Çünkü Portsait’ten İtibaren işe başlayan amele 50 kilometre İleride sert kayalarla karşılaşmıştı. O zaman mevcut vasıtalarla bunların atılması pek güçtü. Bu sebeple: arızasız arazi bulmak için 12 kilometrelik bir kavis çevrilmesine lüzum görüldü ve kanalın açılması 10 sene sürdü.
Seksen sene evvel ameliyat biterek kanal açıldığı zaman geçidin genişliği 22, derinliği 8 metre İdi. Buradan geçen vapurlar da azdı. Bir müddet
KANAL
Bugünkü Süveyş kanalı ve yeni açılacak kanal
Konya (Akşam» — Vali şefik Boyer, Konya İlinin bayındırlık: işleri hakkında aşağıdaki izahatı vermiştir:
Konya - Ankara yolunun çatışmaları bu içinde bitecek ve yo) geliş gidişe açılacaktır.
Programlı devlet yollarımızdan Konya - Karaman - Mut-Slllfke yoluna da Ocak ayından itibaren başlanmış bulunacak, bu yolun SlUfkeden itibaren Karamana kadar olan hışmı makineleştirilmiş, istihkâm birlikleri tarafından vc Karaman - Konya arası Bayındırlık Bakanlığınca
pılmak suretiyle başlanmış olacaktır.
da ya-
Süveyş kanalı havadan asfalt bi ryol gibi görünüyor
sonra kanahn genişliği 60. derinliği 10 metreye çıkarıldı. Bir zamanlar kanaldan 1000 tondan yukarı gemiler geçemezken şimdi 45 bin tonluk vapurlar, uzunluğu 271 metre olan uçak gemileri geçebiliyor. Bu gemilerden bir kısmının genişliği 54 metredir.
Süveyş kanalım açan mühendis, kayalıklardan kurtulmak İçin, 12 kilometrelik bir kavis yapmağa mecbur olmuştu. Bugünkü vasıtalar en sert kayaların bile kazılmasına İmkân verdiğinden yeni kanal daha tasa, ancak 10 kilometre
uzunlukta olacaktır.
1938 de kanaldan 1.817 vapur geçtiği halde 1948 de bu miktar 8,686 yı bulmuştur. Bunun üçte biri petrol gemisidir. Kanaldan her gün 100 bin tonluk gemi geçiyor.
Kanal kumpanyası hükümetle bir mukavele İmza ettikten sonra işe başlamıştır. Mukaveleye göre yeni kanal açılacağı gibi bugünkü kanalın derinliği de daha yarım metre arttırılacak Lir. PorUalt'leki rıhtımlar da ıslah edilecektir. Bütün bu işler dört buçuk milyon sterlln'e mal olacaktır.
inkişafı faydalı bir san’at sönük vaziyette

Çatalağzı elektrik santralının pek yakınında zifiri karanlık içinde bir istasyon — Yolda kalan basta — Şosede soygunculuk 1 ve cinayet — Bartının eski iyi vaziyeti kaybolmuş! — İki , parti arasında davul yarışı — Tel işlemeler — Amerikalıla-i rın da çok beğendikleri ağaç sanayii — Çimento fabrikasına I ihjâyaç. . .
ı| Yazan : Cemaleddin Bildik *
Konya - Karapınar - Ereğli ve çakmak devlet yolu da ikinci üç yıllık programda İken birinci üç yıllık için inşasına muvaffak olunmuştur Güzergâh üzerinde yapılmakta bulunan etüdlerin de sona erdiği bu yolda 1956 den İtibaren Kon-yadan başlamak suretiyle yine makine ile inşasına devam edilecektir
Hadlmle Alanya arasındaki yeni bir yolun İstikşafının yapılmakta olduğunu evvelce söylemiştim. Bu yolun da Konya -Akdeniz arasında en kısa bir istikamet olduğunu Bayındırlık Bakanlığı uzmanlan kabul etmişlerdir.
Zonguldak'tan Ankara yolile İstanbul a döner ke n birkaç İstasyon sonra tren, «Kokaksa» da durdu:
— Bartın! Bartın!,..
Sesleri arasında, hayretle yerimden fırlayarak pençereyi açtım. Zifiri karanlıkta. «Bartın!» sesleri devam ediyordu! Allah Allah... Trende miyim, yoksa vapurda mı’ Bartın neresi, Zon guldak - Ankara kara yolu neresi?!..
Elinde sönük ziyalı bir fener le dolaşan istasyon memuruna sordum:
— Burası Kokaksu değil mi?
— Evet...
—•Peki ama Bârtm diye bağırıyorlar?
Konya ovası sulama şebekesinden Irva kanallarının lüzumlu yerinin temizliği tamamlandığından bugünlerde bu kanallara su verilmeye başlandığı gibi, diğer kanalların noksan kısmının açılması da bitmiş bulunduğundan bu kanala su bırakılmıştır.
Beyşchlrdekl ldroelektnk tesisti da bu ay bitmiş olacağından bu kasabımız da medeni ışığa kavuşacaktır.
Kızıl derililerin oklarına sürdükleri zehir
Doktorlukta ilâç olarak kullanılmağa başlandı
Italyan Somalisi
Vesayet anlaşması hazırlama komisyonu kuruldu
Ankara’da bir yangın
Ankara 10 (AA) — Bu gece saat 12.45 te Akköprü’de Amaç kanalizasyon, inşaat şirketinin buz imalâthanesi yakınında bulunan İşçi barakalarında bir yangın çıkmıştır.
Hâdise mahalline saat 1 de gelen itfaiye, yangının imalâthaneye ve benzin depolarına sirayetini önlemiş ve 46 dakikada yangını tamamen söndürmeye muvaffak olmuştur.
Zarar 5.000 Hra kadar tahmin edilmektedir.
Güney Afrika yerlilerinin okları üzerine sürdükleri müthiş nehir tıp âlemine ilk defa 1516 da Feter Martyr adında bir İtalyan doktoru tarafından tanıtılmışta. O günden bugüne kadar bir çok mütehassıslar bu zehirin mahiyeti hakkında türlü araştırmalar yapmaktadır.
Bu zehir esas itibariyle balta girmemiş ormanlarda yetişen bazı nebatlardan elde edilmekte. ve elde edilen zehir yalnız bir kaç kişi tarafından bilinen dualarla daha müthiş bir hale getirilmektedir. Fakat kimyevi olarak zehlrin mahiyetini fâ-
fettikten sonra İş nispeten kolaylaşmıştır. Hattâ son günlerde eski zehirden daha müessir bir zehir daha bulunmuştur. İlâç olarak kullanılan bu zehl-rln adı decamethovlum lodide-dlr. Fakat tıpta kısaca «C 10»
diye tanıtmaktadır.
C 10 adalelerin gevşetilmesinde d-tubocurarlne'den beş defa daha müessirdir. Fakat bu tesir 10-30 dakika içinde kaybolmaktadır. Weslmlnster has-tahanesinde yapılan 150 ameliyatta C 10 nun gayet elverişli bir anestezi olduğu anlaşılmıştır.
Lake Sucetss 10 (AA) — (United Press): Vesayet konseyi. İtalyan Somalisi hakkındata vesayet anlaşmasının metnini hazırlamak üzere 16 millet murahhaslarından müteşekkil bir' komisyon tayin etmiştir. Bu komisyona. İngiltere. Fransa.' orta 3iklet boks .şampiyonu Ja-Amerlka, İrak, Flllplnlcr ve' ’ '
Dominik cumhuriyeti iştirak et-I mektedir, Kolombiya, Mısır, Habeşistan ve Hindistan ko-, misyon görüşmelerine iştirak edeceklerse de oy sahibi ulmı-y araklar dır.
Komisyon önümüzdeki hafta Lake Success'de toplanarak ruz-namesini hazırlayacaktır, Bun^ müteakip üyelerin Cenevre'ye sert ve şiddetli yumruklarla giderek 9 Ocakta işe başlama- hasmını durmadan hırpalamışları muhtemeldir. Ur.
Orta sıklet boks şampiyonu yenildi Kcvyork 10 fAP» — Fransız Robert Villemain. dün akşam lorta 3iklet boks .şampiyonu Ja-ke La Molta'yı ittifakla mağlup etmiştir.
Villemain'in kazanmış olduğu bu on raundluk maçtan sonra şimdi La Motta'yı şampiyonluk Unvanı İçin dövüşe davet etmesi mümkündür.
Maçın ilk dakikalarında hakimiyetini teessüs ettiren Fransız maçın sonuna kadar gayet
renmek İçin epey vakit sarfe-dilm iştir.
1935 te Londra’da Dr. Harold Kirıg Gulanadc yetişen bir nebatın d-tubocurarine ihtiva ettiğini bulmuştur d-tubocurari-nc vahşilerin kullandığı zehir içinde bir miktar bulunmaktadır. Bundan sonra R. c. Gine1 adında bir Amerikalı bir kaç sene balta girmemiş ormanlarda dolaşarak vahşilerin elde ettikleri zehlrin nebatını toplamağa muvaffak olmuştur.
Halen bu nebatın kökünden tJ'tubocurarfne istihsal edilmektedir ki, zehir de tıpta 2 yerde kullanılmaktadır.
1) Karın ameliyatlarında midenin adalelerini gevşetmek-için. Eskiden mide adaleleri en ' sert ffnestezilerle gevşetUirdl.
2) Akıl hastalanılın tedavisinde elektrik şokları kullanıldığı zaman, adali tekaliüslenn şiddetini azaltmak için.
Lnboratuvarda bu zehirler elde edilmeden evvel müte-ı nassular bir çok güçlüklerle I karşılaşmışlardır Fakat Dr.l ■King aehirin mahiyetin) kej-1
£&ki İngiliz Başbakanı ChurchUL, Umuu« (buyıık taunun tazı) He taunşıyv.
İstasyon memuru gülerek cevap verdi:
— Bartın. 25 kilometre yakı-nımızdadır. Oraya İşleyen otobüslerin şoförleri, Bartın yol -cusu bulmak için bağınyorlar-

Mademki Bartın’ın bu kadar yakınındayım, yola çıkmışken bir de orayı göreyim diyerek çantamı aldım ve trenden indim. Karşıda birer yıldız böceği gibi pırıldayan kahvehanenin ışıklarına doğru Herlerken İstasyon memurlarının beş numaralı petrol lâmbasının fersiz ışıklan altında müşkülâtla çalıştıklarını da görüyordum.. Muazzam Çatalağzı elektrik san tealinin pek yakınında bulunan Kokaksu’nun bu talihsizliği nedir kİ. halk ta. istasyon memur lan da ışıksızlık içinde bocalıyorlar?
Karanlıkta bin müşkülâtla yürüyerek kahvehaneye girerken yanıma yaklaşan bir şoför muavini. cBartına mı gideceksiniz?» diye sordu.
— Evet, eledim. Bartına gitmek İstiyorum.
____ O halde kahvehanede o-turmaktan vazgeçin, otobüste yerinizi alın.
Güzel, yepyeni- gıcır gıcır, temiz bir otobüs... Şoför mevkiinin hemen arkasında yerim! aldım. 15 dakika sonra otobüs dol du. Fakat arka tarafta hararetli bir münakaşa başlamışta. A-lâkadar oldum. Meğer, aynı tren den bir de yiıriiyemlyecck derecede romatizmalı bir kadın inmiş, Bartına gitmek istiyormuş... Şoför muavini sedyedeki bu romatizmalıyı «hastaya yolda blrşey olur, veya oluverir, sonra mcs’ul oluruz.» mütalâası ile otobüse almak İstemiyormuş! Münakaşa mitisiniz - a!a-mnyız» şeklinde devam ededırr-sun:
— Bartına telefon edin, bir cankurtaran arabası göndersinler. Tavsiyesinde bulunayım dedim- Acı acı gülerek lâf mu yarıda bıraktılar:
— Siz burasını İstanbul veya Ankara mı sanıyorsunuz Bartın da cankurtaran otomobili ne ge zer a beyim ...
*
Hastayı KokaksU'da bırakarak yoluna devam eden otobüs te şoförle konuşuyorum:
— şimdi o hasta ne olacak.?
— Gördüğünüz kahvehanenin peykesinde sabahlayacak. ve kendisini sedyesi içinde alacak bir otobüs '’ikıncaya kadar da Koknksu'da kalacak...
Yolumuza devam ediyoruz. Bir virajı dönerken şoför, bana havadis veriyor:
— Dün. taaa şurada, şose ü-zerinde feci bir cinayet İşlendi. Karapınar pazarına mal götüren Bartınlı Rasih Karakaş a-dındakl tüccarın yolıtnu kesen meçhul adamlar, zavallıyı soyup soğana çevirdikten sonra öldürmüşler, cesedini de bir çalı dibine çcklvernıişlez...
— Katiller yakalanmadı mı?
— Honilz yakalanmadı.
Barımda kaldığım bir gün zar Unda bu haberin ne derçte doğ ru olduğunu öğrenmek İstedim Alâkadarlar, haberin maakeef
Yazıda bahsi geçen davulculardan bir gurup v« Amasra'nın cözel bir görünüşü
doğru olduğunu ve katillerin he nüz yakalanmadığını söylediler, Herhalde, o gündenberi, yakalanmışlar ve adllyeye teslim edilmişlerdir.
*
Batlında kısa bir gezinti yapar, çarşıdan mahalle aralarına sapar ve dolaşırsanız, Karadenizlin bu şirin İlçesinin vaktlle müreffeh bir hayat sürdüğünü görür gibi ölürsünüz. Üç dört katlı büyük ahşap konaklar, ga yet muntazam ve gösterişti evler nazarı dikkati cel bertiyor Fakat Bartının yerlileri, eski Bartından cs« kalmadığını, o müreffeh hayatin yerinde yeller! estiğini söyliyerek:
— Babalarımız ve dedelerimiz' bu blntaan yapmamış olsalardı binler, bugünkü halimizle küçü cük birer ev bile yapamazdık. Diyorlar ve kendilerini kalkındırmanın Batimda, bir çimento fabrikası kuru İması İle mümkün olacağı mütalâasında buta nuyorlar.
İktisadı ve ticari hayatının bu günkü durgunluğuna neyin sebep olduğunu sorduğum zaman Bartıniılar şöyle bir mütalâa 1-leri sürüyorlar: ZongııMak demir yolu yapılmadan önce Bartın. Kastamonu ile iş yaparmış, demiryolunun yapılmasından sonra Kasla mönü ile irtibat ke silmiş vc Kokaksıı ile İrtibat te nıln etmek mecburiyeti hâsı) olmuş. Bu yüzden de Bartın, demiryolunun inşasından sonra lk ifsadı ve ticari hareket bakımın dan felce uğramış... Yerliler:
— Demiryolu, bir çok yerler İçin faydalı fakat Bartın için aksine olmuştur. Diyorlar.
*
Bartına gittiğim gün, Cum.hu riyet bayramı idil Her taraf bay raklarla donatılmıştı. Blnalan blriblrine çok yakın olan Cumhuriyet Halk vc Demokrat Partilerinin kapıları önünde davul lar çalınıyor, elinde davul taşıyan köylü delikanlılar da davul çala çala oynuyorlardı.
Şöyle bir sayayım dedim. Demokrat Parti kapısı önünde 7 davul, Cumhuriyet Halk Partisi önünde de 8 davul gümbürdetiliyor!.. Ellerinde davullarla, oynayan davulcu delikanlılar da başka...
Davulcuları seyrettiğim! ve re Kimlerini de aldığımı gören bir Bartınlı :
— Gazeteci misiniz? dedi.
— Bvel...
I — O halde yazınızda şunu da belirtin,.. Cumhuriyet Halk Par [ tisi evvelâ dört davul çald-n-yordu. Bunu gören Demokratlar davullarını peş yaptılar. Cumhuriyet Halk Particiler altta kal mamak İçin davullarını altıya, onları gören Demokratlar da 7 ye çıkardılar. Fakat C. H P çiler geri kalmayarak davullarını sekiz yaptılar Şayet civar köylerden daha davul tedarik edilebilseydi D P İller davulla nnı 9 yapacaklardı amma. da. vulcu kalmadı!
Partiler arasında bir fikir ya nşı olabileceği tabii karşılan-r amma, davul yarışı pek garip!
*
Bartın kadınlan evlerinde ga yet güzel elifleri yaparlarmış Bilhassa tel de işledikleri yatak tnknnian. masa örtüleri ve namaz başörtüleri her tarafla şöh ret bulmuş.
Amasra. Bartına pek yakın. O rada du ağaçtan tuzluklar, tu-, valet ve traş kutulan, tavla, sürahi ve rmıshrkıu küçük rakı fıçılan He su çardakları ve çalu kadehleri yapıhyormuş.
Aynı İşleri yapan bir usta rfa Şartında var Methini İşittiğim bu işleri görmek üzere dükkânına gittim Hakikaten pek nefis ve zarif şeyler. Ağaçtan bir sn bardağı 11e «u sürahisinin bu kadar zarif yapılabileceğin) hiç tahmin etmezdim İçleri öyle gû zel oyulmuş H. ağaçlar, cam in çeliğine İndirildiği halde çatlamıyor!...
Bartın, zengin o mı anlarından İstifade Lle bu sanayii in taşa t et Llrtrse eski müreffeh hayatına pek âlâ kavuşabilir arama, bunun da bir sermaye İşi olduğu nu söylüyorlar ve:
— Her işin başı paradır. Bizde de o yok! diyorlar-
Sürahisi, fıçısı tablası, su vc rakı kadehlerile bir kaç lakım alarak tstanbuidakl dostlara he diye getirmek istedim. İse de an cak bir takım bulabildim: Geçenlerde Amasraya gelen ve o radarı Bartın yolile Kokaksu’ya geçen Amerikalı bir gurup, ne kadar fıçı takımı ve ağaç tu’-luk vesaire varsa hepsini mubayaa etmiş - Amerikalıların bi le pek hoşuna giden bıı sanayii inkişaf ettirmenin çaresine bak nıağı. Bartmlılar ve hususi teşebbüse sermaye yatırmak İsteyen zenginler bir İs edinirlerse hiç te fena o’maz.
Cemalcttin BİLDİK

Sahlfe 8 _______________________________________________________________________________ IK3 A M___________________________________________________________________________________11 Aralık 1949
Formoza adası
Mahkeme Koridorlarında
Yüzbaşı Bedford dayımdı. Birinci dünya harbinde Ente-11 - cens servisin faaliyetini takip etmiş olanlara bu Lslm, yabancı olmasa gerektir. Zira adı, İngiliz casusluk teşkilâtının en büyük başarılarına karışmıştır. Dayım şimdi emeklidir. Esasen altmışım. gejkln-[ dir. şimdi hâtıratlle yaşıyor ve maziden bahsetmekten, çekiniyor.
Fakat o akşam dayım’ Bedford her zamandan fazla konuşkandı Kendisinden maceralarından bir tanesini anlatmasını rica ettim. Sonunda bu merakımı tatmine razı oldu ve anlatmağa başladı:
— O devirde Cencvrede bulunuyordum, Almanya içinde faaliyette bulunan bir casus şebekeslle temasta İdim. Ha-6uularunızın yen! yaptıkları bir denizaltının planlarını elde etmek, bizim İçin hayat ve memat meseleslydl. O sıralarda gemilerimiz, düzüneler ile Alman denfataltaları tarafından denizin dibine gönderiliyordu. O yeni denizaltının plânlarını ele geçirmek için sarf ettiğim İz gayretler, uzun bLr hikâye teşkil eder. Nihayet kendim .Tııngfran dağ sığınağına giderek plânları tesellüm ettim.
Maceramı İyice anlayabilmen için Cenevrede kendimi Eni es t Mosley namiyle Amerikalı 1$ adamı diye tanıttığımı ve harb yüzünden İsviçrede mahsur kaldığımı etrafa yaydığımı sana söylemek lâzım. Bu hüviyetim, nispeten serbesçe hareket etmemi kolaylaştırıyordu Fakat Cenevrede bulunan Alman mukabil casusluk teşkilâtı mensuplarının hakikî hüviyetimi anlamadıklarından emin değlldlpı.
Yeni Alman dcnizaltısı plânlan cebimde, dağ sığınağından yatıp kalktığım otele döndüğüm zaman evvelâ lokantaya girdim, İştahla yemek yedikten sonra gazeteleri okumağa koyuldum. Nihayet, saat gece yarısını çaldığı zaman odama çıkmak için yerimden kalktım. Yorgun olmadığımı ve uyumak istemediğimi zannetme. Fakat cebimde bulunan mühim evrak. beni fevkalâde dikkatli ve ihtiyatlı davranmağa sevkedi-yordu. Etrafımda şüpheli bir hareket cereyan etmediğinden ve Jungfran dağına dar yaptığım seyahatin kati çekmediğinden emin mak İstiyordum.
Asansörle altıncı kata tim, odamı anahtarla uçarak 1 elektriği yakınca, birdenbire donakaldım. Benden, bir kaç 1 adım ötede elindeki tabanca- 1 sini, üzerime çevirmiş bir şahıs ayakta duruyordu. *
Bu saatte «lamda ne arıyorsunuz diye sordum. :
O. ciddi ve soğuk bir eda ile: • — Burada niçin bulunduğu- ■ mu biliyorsunuz cevabını verdi. 1 Zihnimden şimşek gibi bir fikir geçti. Hiddetli bîr tavırla:
— Yegâne bildiğim bir şey varsa o da on beş gün İçinde ' arkandaki melun balkondan ’ bir adamın İki defa odama • girdiğidir. Yarından tezi yox 1 otel İdaresinden odamın değiş* t İril ötesini talep edeceğim de- ' dini.
Karşımdaki meçhul şahıs, o- 1 damın biricik penceresine göz- ' terini çevirerek baktı ve çehresinde bir hayret İfadesi belirerek sordu:
— Hangi Balkondan bahse-' diyorsunuz?
— Pencerenin dibindeki balkondan bahsediyorum . Vakıa balkon bitişik odaya aittir amma, odamın penceresine kadar uzanıyor, cevabını verdim.
Meçhul muhatabım sözüne devam etti.
— Fakat ben balkondan o-danıza girmedim kİ...
— Garip şey! Hırsızlar, ekseriyetle balkondan girerler ve, oradan kaçarlar dedim. I
Meçhul şahıs, dudaklarında] tnüstehzlyane bir tebessüm İle: I
— Ben hırsız değilim mukabelesinde bulundu.
— O halde nesiniz?
— Bu konuşma uzun sürdü. Burada niçin bulunduğumu pek iyi biliyorsunuz. Jungfranda size verilen kâğıtlar» ulmağa geldim.
Artık anlamomazhk rolünü oynamağa devanı edemezdim. Zihnim, bir kaç dakika İçinde kafamda dal budak salmış o-Ian cüretkâr bir plân üzerinde büyük bir süratle işliyordu. Karşımdaklnln işitebileceği ka-
. dar hafif bir sesle: «Gecikmesinin sebebi, şimdi anlaşılıyor» diye söylendim ve muhatabıma:
— Bana Jungfranda bir şey vermediler mösyö dedim!
— Niçin?
— Bu nlçtnl siz ve adamlarınız bilirler. Açıkça konuşalım dostum! Cebimde bazı plânların bulunması lâzımdı. Fakat plânlar bende yok. Görüyorsunuz ya İkimiz dc boş yere vaktimizi kaybettik. Ben Jungfranya gitmekle, siz de burada beni beklemekle...
Saatime acele bir göz attıktan sonra ilâve ettim:
— Bu nâhoş maceraya bir son vermek İçin iıstümü aramanıza müsaade ediyorum. Şimdi memnun oldunuz mu? Fakat şunu da haber vereyim ki â2amî on dakikaya kadar buradan çıkıp gitmelisiniz. Haydi bakayım üzerimi arayınız. Silâhsızım. Korkacak bir şey yok.
Meçhul şahıs sordu:
— Birini mi bekliyorsunuz?
— Sizi ne alâkadar eder? diye cevap verdim.
— Bahse girerim kİ. plânları size buraya getirmelerini bekliyorsunuz.
Bu söz üzerine suni bir telâş göstererek koltuğun çöktüm. Meçhul şahıs, muzaf-ferane bir eda İle beni süzdü:
— Tahmininin doğru olduğunu kabul ediyor musunuz diye ısrar etti.
Sinirlenmiş gibi tavır takınarak sordum:
— Dediğiniz doğru İse ne o-' lacak sanki? Şunu biliniz kİ planlan size teslim edecek değilim.
Tabancamı unutuyorsunuz galiba! mukabelesinde bulundu.
Oyunu kaybetmiş bir adam tavriyle başımı önüme eğdim. Meçhul şahıs tekrar sordu:
— Plânlan size kim getirecek ?
Boğuk bir sesle cevap verdim:
— Bir kadın!
— Mükemmel! Kadın gelir gelmez ben balkona geçeceğim. Unutmayınız kİ tabancamın namlusu, dalma üzerinize çevrilmiş olacak... Şüpheyi davet edici en küçük hareketiniz ü-zertne—
Bir aralık kunduramın ök-çesinl, koltuğun ayağına yak-
İstanbulun havası kahbe
santranç
İngiltere'de birçok mekteplerin ders programlarında sat -ranç dersi vardır. İngiliz pedagogları bu oyunun çocukların muhakeme kabiliyetinin gelişmesinde büyük tesiri olduğunu söylüyorlar- Yukarıda Brotnley'de kız çocuklar mekteplerinden birinde, bir talebe herkes muvacehesinde oyun oynarken görünüyor.

ka-dlk- - - ,
Ol_l taştırarak üç hafif darbe vurduktan sonra:
— Felâket! Gelen odur diye haykırdım.
Meçhul adam, derhal yüzü bana müteveccih pencereye doğru geriledi:
= Unutmayınız ki, hayatınız ellerimde bulunuyor ihtarında bulunduktan sonra evvelâ bir ayağını, sonra ötekini dışarıya doğru uzattı. Korkunç bir feryadı müteakip, boğuk bir gürültü duydum. Derhal koşarak pencereyi kapadım. Sonra e-lektriği söndürdüm. Pencerenin altında balkon mevcut olmadığını bilmem, Sana söylemeğe lüzum var mı? Ben meçhul şahıs İle ansızın karşı karşıya gelir gelmez, bu hile aklıma gelmişti.
Mesleğim, beni bazı İnsanları ölüme sürüklemeğe mecbur etti. Fakat sana anlattığım vaka da bambaşka İdi. Başka zaman bu tarzda bir hâdise karşısında kalmadım
Çeviren: A. HİLÂLİ
çık-
Sabıkalı bir hırsız
Ankara 10 (Akşam )— Ankara polisi dün gece bir hırsız taraması yapmış, bu arada 17 hırsulık vakası faili olarak saklanan Mustafa Özkan adında bir hırsızı yakalamıştır.
3 akşam Sİ
' Abone bedeli
Ttlrldy» Ecnebi
Amerika bu adayı işgal niyetinde değil
Vaşlngton 10 (AA..) — (Afp): Vuşingtondaki diplomatik çevrelerde milli güvenlik konseyinin perşembe günü yaptığı ve Acheson İle Johnson'un da Iştlrâk ettiği toplantısında For-moza'nın Amerikan kıtaları tarafından işgali İhtimalini reddettiği sanılmaktadır.
Ayni çevrelere göre yüksek komutanlık Formoza'nm İşgaline aşağıdaki sebeblerle muhalefet etmiştir:
1 — Amerikalılar zaten Okl-nawa ve Filipin Adalarını ellerinde tuttuklarından böyle bir İşgal stratejik bakımdan fayda temin etmlyecektlr.
3 — Formoza'nm İşgaliyle birlikte halkına da yardımda bulunmak gerekecektir ki bu, neticeleri meşkûk bir teşebbüs olacaktır.
3 — Birleşik Amerika diğer talerden veya hatta anavatandan Formoza'ya nakledecek faal» askerî birliklere sahlb bulunmamaktadır.
Diğer taraftan yetkili çevrelerde İşaret olunduğuna göre Japonlara ait olan Formoza'ya harp sona erince Çinlilerin İdaresine verilmiş olduğundan adanın işgali büyük karışıklıklar doğurabilecektir.
Amerikalı mütehassıslar, Formoza'nm ne milliyetçi ne de komünist çin'iıı icıaresi altına düşmemesi İçin bir hal çaresi araştırmakla meşguldürler,
karıya benzer
Koridorda elini kaşlarının üzerine siper edip gözlerini kırparak pencereden dışarıya baktı, şahadet parmağını kıvırıp duvara vurdu.:
— Kırk bir buçuk maşallah., Şu güzelliğe bak hele. Aman, nazar değmesin.
— Kime dua ediyorsun, hanım teyze?
Tekrar dışarıya göz atıp sesini yükseltti:
— Şu mübarek güneşi görüyor musun, oğlum? Bu dünyda güneşten daha güzel şey var mıdır? Cenabı Hak kem nazarlardan muhafaza buyursun, bu sene kıs yüzü- ,, müzü güldürdü. Baksana, karşıma çıktı; «Hanım tey-havanın maşallahı var. Zan- ze, ben sabacıyım. Büyük a-nedersin ki yazdan kalmış partımanlara bile soba kv.r-
da basımın derdine düştüm.
— Geçmiş olsun. Başına gelen dert nedir?
— Yüreğimdeki sızıyı bitsen derdimi sen de anlarsın. Buralarda keyif için mi dolaşıyorum Den? Hâkim kapılarında ne işin var, desene bir kere.
—- Ne işin var buralarda?
— Bir derdim olmasaydı, su kaâfir oğlu kâfirin ardına düşüp de buralara gelir mi idim? Allem etti, kallem etti, beni kandırdı eve girince yap madiğim bırakmadı. Borula-, n eve götürürken şu oğlan
Paris'te esaretten dönen malûl eski muharipler aldıkları paranın arttırılması İçin bulva?larda bir nümayiş yapmışlar, bu yüzden gidiş geliş durmuştur. Yukarıda bu nümayişten bir sahne görünüyor.
bir kaplumbağa
İngllterede 400 kilo ağırlığında büyük vardır. Kaplumbağa sırlında küçük bir çocuğu kolaylıkla taşıyarak gezdiriyor.
Sinema yıldızı ve Tyrone Power’ln eşi Llnda Chrlstlan ko-caslle birlikte Londra'ya gelmiş ve bir müsamereye Japon ka-
Kudüsün mukadderatı
Birleşmiş Milletler, şehrin beynelmilel rejimini kabul etti
günler. Geçen kış çektikleri1 ] mak için beni götürürler, mızi unuttun mu? Ne odun genin sobanı da ben kura-dayandırabildim, ne kömür.1 yım. Sobayı dolduruyorum, kibriti çakmamla beraber harrr deyip geçiyor. Odanın içinde yüzüm ısınmıyor, sırtını donuyor. Bir mangal dolusu kömür yakıp odaya koyuyorum, iliklerim ısınmadan kül olup gidiyor. Şükürler olsun, bu sene biraz nefes aldık.
Bir adım daha yaklaşıp gözlerini süzerek ilâve etti:
— Bunlara da güvenilmez ha. Sözüm meclisten dışarı. İstanbulun havası kahbe karıya benzer. Yüzüne gülerken birdenbire som urtu verir. Güneşe aldanıp da ipe un sermeğe gelmez ha. Tedbirli davranmazsan işin fenadır. Birdenbire havalar bozulup da rüzgârlar buuw deyince şaşırır kalırsın.
— Sen ne yaptın? Şimdiden tedbirini aldın mı?
Yüzünü ouruşturup dik dik karşıya baktı :
— Benim çektiklerimden ,__________
haberin yok galiba. Her sene kjp savuştuğunu dört boru, bir dirsekle sobayı' zihnim bular.d:, ht_
duvarın dibine kuruyordum, ya girip konsolun başına Bir ahbabım öğüt verdi; kostüm. Asıl yüreğimin sı-
Çok nara istemem, ne verirsen razı olurum» dedi. Vur aşağı .tut yukarı, İki liraya pazarlık ettik- Uçrulan elimden aldı, beraberce eve gittik. Sobayı nasıl kurmak istediğimi tarif ettim; «Merak etme, hanım teyze. Een bu işin us tasıyım. Sobanın en âlâsını kurana» diyerek odada borulan takmağa başladı. O çalışırken benim vaktim bosuna geçmesin diyerek yemek yapmak için mutfağa girdim. Ocak başında ne kadar durduğumu iyice bilemiyorum, bir aralık kulağima sokak kapısının tıkırdısı ilişti. Acaba misafir mi geldi, diye mutfaktan çıktım, bir de göreyim? Oğlan sobavı -la borulan da o-danın ortasına bırakıp savuşmuş.
— İki lirayı peşin mi almıştı?
— Hangi iki lira, efendi oğlum? Keşke yalnız onu a-lıp cehennem olsaydı. Eıra-_________.--X—*J görünce zihnim bulandı, hemen oda-
Created by free version pf 2PDF
Londra 10 (R) — Birleşmiş___________ __________ ________________ _______________________„______
Milletler Kudüs şehrinin bey- ■ ^cemile hanım, senin soban 1 zjS1 0 zaman alevlendi. Elleri : neimiiei bir idareye tâbi tutul- ( baca deliğine yakın olduğu fanlasıca kâfir oğlu kâfir ması batkındaki siyaset komi- j için ateşler savrulup gidiyor, I ’ ~ J--'---------
fesinin kararım 14 muhalif ve oöa ısınmıyor. Bir kaç boru] 7 müstenkif oya karşı 38 oyla riaha al da sobayı odanın or-kabul etmiştir. Türkiye, İngll-. tasına kur ki her taraf ısın-fere ve Amerika aleyhte oy ver- sın» dedi. Bu lâkırdı benim mislerdir. Ürdün temsilcisi: hû- de aklıma vattı. Gel gelelim, kümelinin kendi arzusuna mu-| ' i ‘ T
halif herhangi karara karşı hareket edeceğini söylemiştir.
İsrail temsilcisi, bu karardan galeyana gelecek olan halk, mukavemet ederse Birleşmiş Mille İlerin otoritesini muhafaza. İçin, ne yapacağım sormuştur. İngiliz temsilcisi, hükümetinin herhangi kararı zorla kabul ettirmeğe İştirak et-rnl-yeceğinl söylemiştir.
Genel kurul, milletlerarası idarenin vesayet konseyince tayin edilecek herhangi bir devlete verilmesini de tasvib etmiştir.
Genel kurul «Kudüs şehri-, tâbirinin şimdiki Kudüs belediyesi İle bazı köy ve kasabaları İçine alacağını bildirmiştir.
Hudutlar da şöyle olacaktır:
Şehrin Doğu ucunda Abudis, Güney ucunda BeytüUahlm, Batı ucunda Eln Karlo (meskûn Motsa nahiyesini de İçine alarak), Kuzey ucunda Shufatm.
Genel kurul, bundan başka vesayet konseyinden gelecek oturumuna (kl. Ocak başında yapılacağı tahmin edilmektedir.) kadar Kudüs İçin bir statü hazırlanmasını taleb etmeğe karar vermiştir.
Ibeni odadan savdıktan sonra konsolun kilidini kırmış. ikinci gözden altın saati çal-: mış. Saat de saattir ha. Rah-. metil efendiye sünnetliğinde büyük babası hediye vermişmiş. Sağlığında kendisi kullandı, o merhum olunca, şu yadikâr elimde kalsın diyerek iki parmak kalınlığındaki altın kösteğiyle beraber bezin arasına sarıp konsolun gözüne koymuştum- Kör şeytanın bile haberi yoktu bundan. Su kâfir oğlu kâfir nasıl bilmiş saatin orada olduğunu. Demek ki soba kurmak bahanesiyle beni soymağa gelmiş. Hemen başımı örtüp karakollara kostüm... Mübaşir seslendi, hanım teyze lakırdıyı yanda bira-
borular ateş pahasına. İncecik bir teneke boruya utanmadan yüz elli kuruş istiyorlar. Alsam, bir türlü, almasam bir türlü. Düşündüm taşındım, dört boru daha almağh karar verdim.' Altı lira borular, iki lira da dirsek, etti sekiz lira.
— Güle güle kullan teyze hanım. Bu sene soban seni iyi ısıtır inşallah.
Öfkeli öfkeli içini çekti:
— Zevzek gibi konuşma-
sana. Sobayı kurdum mu ki ısınayım? Eve gel de halimi m T.____
gör. Sobalar da, borular da' faj^iona koştu odanın ortasında duruyor, p p
Hepsini yüzüstü bıraktım ue*
Sofya muhakemesi
Ispanyol taç ve tahtı
Yugoslav Borba gazetesi ne diyor?
Londra 10 (AP.) — Yugoslav hükümetinin resmi gazetesi o-lan Borba dün. BulgarUUndaki siyasi muhakemenin. Kostov’un. itiraflarından rucıi etmesi İle hezimete uğramış olduğunu muzaffer bir eda Ue İleri sürmüştür,
Borba, bir makalesinde, «Bu sahnede. Bulgar sahne razılarının adamakıllı yanıldıklarını» kaydetmektedir.
Borba bu dâvanın, aynı za-
- manda. Yugaslavyanın demokrat milletler nezdlnde gittikçe büyüyeft prestijini baltalamak >ve Rusyanın, Yugoslav yay a kar-uvrnua xu »rurj _ m.uı- §1 takip etmekte olduğu siyaseti sadî İşbirliği İdaresinde Paul- haklı göstermek gayesini de Hoffmann’ın yardımcısı olan güttüğünü iilerl sürmektedir. WUUam Foster, basma verdiği Gazete, «duruşmada ileri sürû-blr demeçte, Ingllterentn dolar |ıen pmün iddiaların hllâfı ha-açığuıı kapatmağa muvaffak klkat ve her türlü esastan ârl olduğunu söyliyemiyeceğlnl olduklarını» da yazmaktadır, kaydetmiştir. |
Foster. dun Ingiliz Maliye Borba' Kostov’ur‘ rucuunun . ------- ---------------------------,------ Bakam Slr Stafford Crlpps ite bütün dünyaya blr dtîla daha
yafetile gelmiştir, ilk bakışta kendisini tanıyanla, Tyrone’nlü İngllterenln dolar balansı me. ' Rusların, tatbik etmekte olduk-eşl olduğunu sonradan anlamışlardır. Yukarıda karıkoca bir-1 selesini konuşmuş olduğunu da ları usullerin sakametini İspat arada görünüyor. ] ilâve etmiştir. j ettiğini de ilâve etmektedir.
Suikaste uğrıyan Sarawak valisi öldü
Singapur 10 (AP) — Sarawak valisi Duncan Stevart bu sabah. geçenlerde almış olduğu bıçak yaralarının tesiri İle, has-t-ahanede ölmüştür.
İngiltere dolar açığını kapatmağa muvaffak oldu mu?
Londra 1.0 (AP) _ ECA İkti-'
arada görünüyor.
Segovia Dükü taht üzerinde hak iddia edecek
Paris 10 (AP.) — Eski İspanyol Kıralı XIII üncü Alfons'un İspanya tahtındaki varisi Segovia dükünün, bir yaveri tarafından bildirildiğine göre. Dükün bazı tasavvurları vardır ki. general Franko bunlan büyük bir memnuniyetle benlmslyecektir.
Dük. sah günü Associated Press'e verdiği demecinde, taht üzerindeki haklarını talep etmeyi «tasavvura ettiğini söylemiştir. Kendisi 1933 senesinde kulaklarının sağır olması üzerine bu haklarından feragat etmişti. Fakat Dük şimdi mükemmel işitmekte ve konuşmaktadır.
Yaverin bildirdiğine göre, Dük gelecek haf ta bu taht meselesine dair fevkalâde bir beyanat yanacaktır.
Gazhanenin nakli hazırlıkları başladı
Havagazı şirketi umum müdürü bugün Valiyi ziyaret etmiş ve yakında Gazhanenin nakli hazırlıklarına başlanacağını bildirmiştir.
•1
11 Aralık 1949
AKŞAM
Sahile 7
Israilde muhacirler meselesini» yeni şekli

bulmakta ve bunlar yere bağdaş kurarak oturdukları zaman rahat edebilmektedirler. Kamp ta bulunan dört hekim — AvrupalI Yahudilerden — Yemenli muhacirlerin kalfesinin uzun zaman gıdasız kalmış olduklarını tesbit etmişlerdir. Gene bu hekimlerin İfadesine nazaran kamptaki muhacir kadınları arasında her gür. üç veya dört fakir ve yoıısuı nevinden 3iw doğum olduğu halae doğurmak bin Yahudi hicret etmiştir. Av-1 üzere olan kadınlardan şimdl-nıpadan israile muhaceret et- ye kadar yalnız bir tanesini do-mekte olan Yahudilcr sayısının ğuın odasına getirebilmek mum hissedilir derecede azalmağa kün olmuştur. Hamile kadınlar başladığı son aylarda Yakın Doğu memleketleri De şimali Afrİkadan fakir Yahudi muhacirleri miktarının gittikçe artmakta olması yu kandaki suali doğurmaktadır. 1948 senesi içinde Yak;n-Döğııdan tsra-ile gelen muhacirler sayısı aynı sene zarfında İsraile göç etmiş olan umum muhacirler yekununun sadece yüzde beşinden ibaret ‘ken neşrolunan son istatistikler* göre bu nisbet 1949 şubatında yüzde on üçe yükselmiştir. Arap devletlerince kendi memleketlerindeki Yahu-dilerin harice hicret etmelerine müsaade etmemekte olan kanuni yasaklar kaldırıldıktan sonra bugünkü vasatinin daha çok yükseleceği muhakkaktır. Habeşistan, Fas, Tunus ve Ce-zayirden gelen muhacirlere umum yekûn içinde İsabet etmekte olan yüzde nlsbeti 1948 de yalnız (8) iken bu nisbet 1949 yılı başlangıcında yüzde on dördü bulmağa başlamıştır. Bu nisbet yükselişinin delâlet ettiği mânayı kavramak İçin (Aden) den uçaklarla İsraile getirilmiş olup halen Ayn Şe-mer kampında yalınayak ve üstü başı pejmürde allı bin Yahudi muhacirini tetkik etmek kâfidir. Bin İJd yüz aileden mü rekkep bu kafile ile İsraile çok zaman evvel yerleşmiş olan 300 Yahudi meşgul olmakta ve bun i ara sabun, çatal, bıçak ve kaşık kullanmasını öğretmeğe çalışmaktadır. Yemenli muhacirler İskemle denilen oturmağa mahsus eşyayı çok lüzumsuz
Telavlvden bir İsviçre gazetesine yazılıyor: Son ûç ay I-çinde l Yemeni den tsraile yirmi beş bin Yahudi göç etmiş olması. bu şekildeki toplu muhaceretlerin Israihn iktisadi ve me deni. durumuna bir tesir yapıp yapmıyacağını tetkike sevket-mektedir. İsrail devletinin teşekkülünden bugüne kadar geçen on sekiz ay içinde İsraile fakir ve yoksul nev’inden 300
' tam doğum dakikası geldiği za-ı man kampta tenha bir köşe aramakta ve oraya çekilerek van hamletmektedirler.
On şeniz ve daha aşağı yaşlarda bulunanların — kamp sekenesinin yan nlsbeli bu çağ lordadır — Terbiye edilebilmeleri, mali İmkân temin edilebildiği takdirde, çok zor olmı-yaraktır, üç yaşından altı yaşına kadar olan çocuklara mah 6us olmak üzere beş yüz çocukluk modem bir (Kincergartern) yapılmıştır. Altı lic on dört yaş arasında bulunan 1300 çocuk İçin yeni bir okul tesis olunmak üzeredir. İsrail muhaceret dairesi 14 He 16 yaş arasında, bu-İtinan 322 çocuğu ziraat vc sanat okullarına yerleştirecektir. Büyük zorluk ihdas eden mesele yaşı ilerlemiş olanların terbiyesi işidir. Yemenli muha-clrlerin hayat seviyesi diğer muhacirlere nazaran çok dü-şayiş standardı diğer memle-lerlnden gelen YabudUerln yaşayışı standandı diğer memleketlerden gelen Yalıudl muha-. cirlere nazaran yüksekçe Lse de israile daha evvel gelip yerleşmiş olanlar yanında bunların seviyesi de düşük kalmaktadır.
Genç devletin hükümeti. Yahudi ajanzlığı ve İşçi birlikleri arada mevcut mesafeyi kapamak için elden gelen gayreti sarfetmektelerse de kısa zaman da mühim neticeler alınabileceği hakkında kimse kendini hayale kaptırmamaktadır.
Çeviren: B. AKSEL
İstanbul Levazım Amirliği ilânları
ve
Mlkdan Tutan Teminatı
Cins! Kilo Lira Lira İhale gün, saat ve mahalli
Odun 300.000 15,000 1125 14/12/849 14 H. Köy Akpınat 93.
Havuç 50,000 10,585 795 13 • a 11 Kami Topçular.
Mısır 30,000 7.250 543,25 12 * » 14 Rami Topçular.
Kuru bakla 50,000 1,221,5 800 12 a a 11 Rami Topçular
k
OSMANLI BANKASI
Merkezi idaresi:
İstanbul — Galata
Ista o bulda: Yenicanu, Beyoğlu, Kadıköy ve şalide ve Türkiyenln başlıca şehlrlerile...
Paris. Marsilya, Londra. Mançester, Mısır, Kıbrıs, Irak. Filistin ve Maverayı Ürdün de.
Şubeleri:
Suriye ve Lübnanda Filyalleri vardır.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
öğle ve Akşam Programlan
13 00
m:
132*
13 43
14W
14 W Ser
15 00 Egk
M OO
»15
»15
KM
ZtM
J3M
naklen
MCÇ
Mahkeme, tapu.icra ve noter ilânları Bedelleri hususi şahıslar tarafından jdenen mahkeme, icra tapu re ooter ilânlar» gibi resm Hânlar eskiden olduğu bl doğrudan doğruyu (AKŞAM» idaresi larafn dan Kabul ea İlmektedir
BULMACA
BULMACA
5 6
1
8
I
2
S
4
Lokman Hekim
(Dr HAFIZ CEMAL)
Dahiliye Miitehassısı Divanvolu No. 1U4 Muayene saatleri Paıaı hariç her gun t.5 • 5
Tel: 23388
Her türlü banka muameleleri yapar
Çok müsait faiz şartiarlLe tasarruf ve mevduat Hesaplan açılır.
Tasarruf hesaplan İçin Qç ayda bir ikramiye keşideleri yapılır.
Daha fazla malûmat almak İçin OsmanlI Bankası Gişelerine müracaat edilmelidir.
Eserlerinden
Yeni arıcılık
Av ve salon köpekleri Savaş ve polb köpeği Tavukçulukta muvaffakiyetin SUT»
Nasıl tavukçuluk yapmalı?
Tavukçulukta nasıl kazanılır?
Tavuktan yumurtlatmak İçin ne yedirmeli dlr?
Tavuk hastalıklar» Kanarya
Kitapçılardan arayınız
Krj
56
50
50
25
W
W
25
15
25
154
Dr. Sadık Bilgiseven
Muayenehane: Fatih tramvay cad Kristal Kıraathanesi karşısında Pazardan başka her gün saat 3 îo - o arasında.
1 — İşletmeler İhtiyacı İçin tekili toplamak şarlllc 5 aded Pikap Kamyonet) pazarlık snretile satın alınacaktır.
2 — Motorları 40 ila 100 Beygir takatinda olacaktır.
3 — Elde mevcut kamyoneti olanlar 17/12/949 Cumartesi günü saat 10 da işletmeler satın alma komisyonuna tekili edecekleri tutar bedeli üzerinden muvakkat teminatlarım yatırarak makbuzlarLIe ve lüzumlu belgelerde komisyona müracaatları:
4 — Marka tercihi korniş yona aittir.
(172761
Oluklu galvanizli saç için teklif isteme ilânı
Sümerbank Alım Satım Müe&sesesi Müdürlüğünden :
SellüJoz Sanayii Müessesesbuizle Malatya Pamuklu Sanayii Mucsscsemfeln ihtiyacı 240X85X0.»>□ ebadında 1500 adet oluklu galvanizli saç için fıat teklifi alınacaktır.
İlgili firmaların bu işe iştirak için veznemize TL: 54)0,— •Beş yüz» lira, yatırmalarını, oluklu saç rumuzlu ve kapalı zarflı tekliflerini 17-12-949 Cumartesi günü akşamına kadar müessesemiz antresindeki kutuya atmalarını rica ederiz.
Türkiye iş Bankası
Anonim Şirketinden:
ihtiyaç görülen Şubelerimizde çalıştırılmak üzere en az orta tahsil görenler arasında müsabaka imtihanı İle lüzumu kadar memur ve daktilo alınacaktır.
İmtihanda muvaffak olanlar, tahsil ve ehliyet derecelerine göre aylık alacaklar ve bir yıldan aşağı olmamak üzere Bankada tecrübe devresine tâbi tutulacaklar ve tecrübe devresinde de başarı gösterenler liyakatlerine göre tesblt edilecek aylıklar ile aslî kadroya alınacaklardır.
Fransızca; İngilizce; Almanca lisanlarından bir veya bir kaçını bilenler tercih edileceklerdir.
İmtihana girebilmek İçin askerliğini yapmış olmak ve her hangi bir daire veya miie&seseye karşı hizmet taahhüdü altında bulunmamak şarttır.
İmtihanlar 17 Aralık 1940 tarihinde Ankara. Adana. Bursa, Erzurum, Eskişehir, İstanbul. İzmir, Konya. Samsun ve Trabzon şubelerimizde yapılacaktır.
Taliplerin 15/12/1949 tarihine kadar mezkûr Şubelerimiz Müdürlüklerine müracaat ederek lüzumlu vesaiki vermeleri ve imtihana giriş kâğıdı almaları ilân olunur.
Ayrıca yetişmiş veznedarda alınacağından istekliler belirli tarihe kadar Şube Müdürlüklerine müracaat edebilirler.

Kimyevi madde için teklif isteme ilânı
Sum er bank Alım ve Satım Müessesesi Müdürlüğünden :
Hcrcke ve Merinos yüniü sanayii müesseselerinln sodyum sülfat, asit asetik, potasyum blkromat ve Asit Formlk ihtiyaçları İçin flat teklifi alınacaktır.
İlgili firmalardan elinde bu maddelerden asgari bir mevcut olanların verebilecekleri miktar ile fint teklifleri üzerinde «Kimyevi madde» rumuzu kapalı zarflar içinde 19-12-949 Pazartesi akşamına kadar müessesemiz antresindeki kutuya atmalarını rica ederiz.
İstanbul Sıhhi Kurumlar Arttırma ve
eksiltme komisyonundan
Sağlık kuramlarının ihtiyacı bulunan ve kâğıdı idarece verilerek olan 16 kalem muhtelif evrakı matbuanın baskı cilt işi açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 23/Araiık/949 Cuma günü saat 15 de Cafial-oğlundaki Sağlık ve S. Y. MdJüğu binasında toplanan Sıhhi Kurumlar Satmalına Komisyonunca yapılacaktır.
2 __ Muhammen bedeli: topyekı'ın 7500 lira olup, ilk te-
minatı: 563 liradır.
3 — İstekliler bu İşe alt şartnamesi ile numuneleri çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
4 — İsteklilerin, cari seneye alt ticaret odası vesikası ile
2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter İlk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu holde belli gün ve saatte komisyona müracaatları. (172681
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletme Genel Müdürlüğü İlânları
i İstanbul I ci İcra Memurluğundan: 949/14*2
Borcun temini için mahcuz, açık artırma Me satışı mükerrer 125 ura Kıymetinde somya) ı karyola, konsol ve ayna satışa konularak 15-12-949 Ferşembe günü saat 14 de Fatih Haydar Mh. İmarethane sokak No. 38 de alenen arttırılacaktır. Satış tutan takdir olunan kıymetle-rlnin % 75 ni bulmadığı takdirde 2 nci arttırmaya bırakılarak 16-12-949 Cuma günü aynı saat vc mahalde en fazla arttıra na peşin para İle İcra vc iflâs ka. 112 ilâ 122 nci mad. hükümlerince satılacağı İlân olunur. 949/1482 dosyasüe
(7341)
İstanbul I nci İcra Memurlu-1 tundan: »49/GSO
Borcun temini için mahcuz, açık arttırma ile satışı mukarrer 250 lira değerinde lomofon marka 5 lâmbalı 3 dalgalı işler durumda radyo satışa konularak 19/12/949 Pazartesi günü saat 14 de Gnlala Arab camii şerifi koruk sokak No. 12 de alenen satılacaktır. Satış bedeli tahmin olunan kıymetinin % 75 İni bulmadığı takdirde 2 ci satışa bırakılarak 21-12-949 Çarşamba günü aynı saaat ve mahalde en fazla arttırana peşin para İle İcra ve iDâs ka. 112 İlâ 122 nci mad. hükümlerince satılacağı Uân olunur 949/680 dosya ile. (7342)
ŞEHİR HATLARI İŞLETMESİ MIİDLRLÜGÜNllEN:
Adalar - Bostancı referierile, Adalar - Maltepe - Bostancı Moda - Kalamış hattının 901 numaralı seferinde 12/ Aralık. 1949 gününden itibaren aşağıda yazdı değişiklik yapılacaktır.
1 — Heybeliadadan saat 6.15 de hareketle Büyükadaya re Maltepeden itibaren Anadolu iskelelerine uğrayıp köprüye saat 8.30 da Mİ numaralı seferle gelen vapur.
Yarım saat geç olarak Heybeliadadan 6 45. Büyükadadan 7.00. Maltepeden 7 20. Bostancıdan 7.40, Su&dlyeden 7.5(1. Cad-debos tanın dan 8.00. Kalamıştan 820. Modadan 8.30 da hareketle Köprüye saat 9.00 da varacaktır.
2 — Büyükadadan saat 8.50 de Bostancıya yapılan 2Ö2 numaralı sefere Maltepe iskelesi ilâve olunmuştur
3 — Büyükadadan Bostancıya saat 10.45 ( 28ü* ve 1Ü.3O (803) seferlerde, Bostancıdan Büyukadaya saat 11.25 C3L3» ve saat 20.30 (8041 seferleri lağvedilmiştir.
Sayın yolculara ilân olunur-
ZAYİ — Nlşantaş Kız Enstitüsünden aldığım pasoyu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur,
170 NO. Türkân Ekmen
ZAYÎ — Fen Fakültesinden' aldığım belgemi kaybettim. Diplomamı alacağımdan hükümsüzdür.
31 Sevinç Başat)
Çocuk hrkı
Ahmet Akkoyuntu
DOKTOR BSteKK
FETHıERDEN
LABORATUVARI
* BuKiertyufujik Blyuiuııic ve kimyevi tahliller yapılır Beyoğlu Taksime gider-M eseli sekağı Ferah l-ı 1O5M
Göz Mütehassısı
Jr.Cemil Görür
Cağaloğlu Nuruosmaniye caddesi Alay Apartımanı Pazardan başka her gün saat 14 Un 17 ye kadar. Telefon: '(9058
■MMMİ Turk Yüksek M «i bendişleri Birliği I İstanbul Şubesi Başkanlığından : şube Birlik merkezi Taksimde, Sıraserviler cad leşi No. 52/J daireye nakletmiştlr. Merkezimizin sayın üyelerimiz dalma açık bulunduğunu bildiririz.
Rnhtfc 8
AKSAM
11 Aralık 1949
AKŞAM [s P o R|
Türkiye - Avusturya maçı
Millî takımın sıkı bir
Basketholcüterimiz
Nisde yapılacak müsabakalara gönderi Imel idir
Diin geceki güreş müsabakaları
çalışmaya ihtiyacı var
Oı tıneıdanmızı derhal kampa almamız lâzımdır yoksa AvusturyalIlar bizi hazırlıksız yakaltyacaklar
Geçen seneki Türkiye - Avusturya maçında bayrak teati edilirken
Şehrimiz lig maçları geçen hafta yapılan Vefa - Kasımpaşa karşılaşması Ue sona er- ( di. Birinci lige dahil klüpleri- i mîz ay nihayetine kadar tatil 1 yapacaklardır. Yalnız başta giden klüplerimizden Beşiktaş, s Fenerbahçe, Galatasaray ev- t yelce Ankara klüpleri Ue yap- I tıkları anlaşmaya uyarak mü- i navebe Ue Ankaraya giderek ı Ankara şildi maçlarına iştirak ı etmektedirler. 1
Klüplerimizin bir kısmı bu tatil devresinde tstirahate çekilmiş iken günün en mühim mevzuunu aa unutmuş gibi görünmekteyiz. Bu mühim mevzu Avusturya - Türkiye milli maçıdır. Dünya kupası maçlarının ilk turunda karşımıza çıkan Suriye takımını tasfiyeye uğrattıktan sonra bidayette yapılan anlaşma gereğince Avusturya İle biri Vlya-pada diğeri, İstanbul da iki maç yapmamız icap etmekte f idi. AvusturyalIlar evvelce bu 5 kararı kabul etmiş İken bllâ- ; hare bizce meşkûk olan sebep- , ler bahane ederek bitaraf bir ( saha olan ttalyada bir tek ( maç yapmayı İleri sürdüler. , Bizim federasyon AvusturyalI- ; laruı bu İsteğini kabul etmedi , Beynelmilel federasyon, tezi- ı mizde haklı olduğumuzu kabul : cı'erek evvelce yapılan anlaş- : ma mucibince İki maç esası ü-Krinde hareket edilmesi İcap ettiğini her iki federasyona da resmen tebliğ etti.
Bugün 7 - 0 lık Suriye galebesinin doğurduğu bir rehavet içine dalmış bulunuyoruz. Maalesef genç spor yazarlarının heyecanı yüzünden biraz fazla şişirilen bu galibiyet milli futbolcularımızın hazırlıklarının tam olduğuna dair bir kanaat vermiş değildir. Suriye takımının futbol seviyesi ikinci küme klüplerimizden yukarı çıkamadı. Bütün maç esnasında yapabildikleri dört, beş akında müdafaamızın ne kadar aksadığını hepimiz gördilk. Bu ba-
Yazan: ŞAZİ TEZCAN
di bir çalışmaya ihtiyacı muhakkaktır. Ve bu işte. çok geç kalındığı kanaatindeyiz.
AvusturyalIlar Dünya kupasından çekilmedikleri taktirde birinci maç Vlyanada 25 ara-1 lıkta yapüacaktır. nurumun mektup, telefonla yaptığı müracaatlara
Federasyo-teigraf ve müteaddit AvusturyalIlar henüz kati bir cevap verme-
mekle beraber sonu dahi olsa biraz fazda göze alarak çocukları kampa almamız lâzımdır Çünkü AvusturyalIlar bundan ev-«İki nuçlarda elde «tUklert 1 - 0 lık neticeleri bir türlü hazmedememiş vaziyettedirler. Son dakikada maçı kabul ettiklerini bildirirlerse çok hazırlıksız yakalarlar ki bunun sonu her halde bizim içtn olmaz...
şüpheli masrafı derhal |
Haftanın notları
Boks antrenöründen evvel ehliyetli idareciler tasımdır
Bizde büyük ve rhemmiyetll spor organizasyonlarından sonra çeşitli fikirler ortaya atılır. Bunların çoğu yanana atılmı-yacak bir takım m?kul düşünceler ve mütalâaların mahsulüdür. İspanyollarla yaptığımız milli boks temasından sonra, maçların verdiği ilhamdan doğan bazı yazılar okuduk. Bu arada bir arkadaşımız bizim ehliyetli bir boks antrenörüne sılan ihtiyacımızı belirtiyor
Hakikaten son senelerde boksa karşı gösterilen rağbet çok artmıştır- Boksörlerimiz tecrübesizliklerine rağmen İspanyol takımı karşısında çok canlı bir varlık gösterdiler. Hepimizi ü-mltlendiren ve sevindiren muvaffakiyetli maçlarından sonra boksörlerimizin ciddi bir antrenörle çalıştırılmalarını düşünmek ilk akla gelen Lş olabilir.
Bu çok yerinde ve ciddi bir tavsiyedir. Yalnız burada bir noktayı izah etmemiz Icabet-mektedir. Antrenörü temin etmekle işlerimizin tam bir selâmet ve inkişaf yoluna gireceğine inanabilir miyiz?
ou ua* ııc uıoııauıın uaı/u.:
kund&a milli takımımızın elti-’ Antrenörden evvel biz ehil-
Türk ve İsveçli güreşçiler ringde
Temmuzda Rio de Janelro’da yapılacak dünya basketbol birinciliği maçlarına Avrupadnn iştirak edecek takımlardan ikisini seçmek için 2-9 ocak arasında Niş’de milletlerarası basketbol federasyonu tarafından bir turnuva tertiplenmiş ve bu turnuvaya Türk milli basketbol takımı da davet edilmiştir.
Bu müsabakalara bizden baş ka İtalya, İspanya. Portekiz, Macaristan. Hollanda, İsviçre. Yugoslavya ve Avusturyanm da katılacakları söylenmektedir Basketbol milli takımımız bugün Avrupanın en iyi Basketbol takımları arasında görülmektedir. Geçen yu Mısırda, bu sene de ttalyada aldığımız parlak sonuç Türk Milli basketbol ekibini ziyadesiyle tanıtmıştır, Dünya birinciliğine Avrupadan dört takım girecektir Bunlardan Mısır ve Fransa takımları Nls maç la rina İştiran etmeden Brezilyaya gitmek hakkını kazanmışlardır. Bu sebeple diğer iki takım için bu maçlar yapılmaktadır tkl ay evvelki İtalya maçlarını göz önünde tutarsak takımımızın seçilecek iki takımdan birisi olması muhtemeldir. İtalya maçlarında Türkiye favori takımlardan birisi idi. Zaten Av-rupada denk takır.'.ıar arasında bulunan beş millet Fransa. Mısır. İtalya, Türkiye ve Yugos-r I lavyadır- Mısır ve Fransanın bu maçlara katılmaması geriye bu üç takımı bırakmaktadır. Türk baskelbolculan İtalyada Fransız ve İtalyayı hatın sayılır derecede hırpalamıştır. Hele Fransa maçı Fransızlar için hiç bir zaman unutulmıyacaktır Fransız milli takımının sık sık basketbol takımımızla maç yapmak arzusu, görünür bir misaldir Tam kadro ve İyi idareci, menajer ve antrenörle bu maçlara İştirakimiz lehimize neticelenecektir. Yalnız kafile başka-nınuı İdarecilikle karıştırılmaması gerektir. Son maçların kısa tahlili kafile balkanından başka İdareci ve antrenörün eksikliğidir Bu maçlara Napoli’de muvaffak olmuş ekiplmize bir iki ilâve yapılmak suretiyle İştirak etmelidir. Bu çok önemli ve netice verir bir noktadır.
iyi
Yazan: Adil GİRAY
yetil İdareci aramalıyız. Bulduğumuz antrenör ne kadar kıy-metil ve ne kadar becerikli olursa olsun, beraber çalışacağı idareci kLfayetsiz ve ehliyetsiz olursa elde edilecek netice daima m?nfi olacaktır. Yurdumuza bugüne kadar nice antrenörler geldi gitti. Bunların içinde çok kıymetli olanları vardı. Hiç biri uzun müddek tutunamadı. ' Bunların bir çoğunu İdarecilerimizin beceriksizliği yüzünden kaçırdık. ,
İmdi boksörlerimize bir antrenör angaje edilmesi keyfiyetinden evvel bok' federasyonunu organize etmemiz icabe-der. Botts İdareciliğine bu işin hakkından gelebilecek elemanları seçmenin yolunu bulmalıyız. Bu suretle id art mekaniz- ( masını yoluna koyabrılrsek boks İşleri bugünkünden daha düzgün bir istikamet almış olur. O zaman bir değil daha fazla tur. Fakat —----------------------------
sayıda antrenörleri iş başında behemal ehil ve otoriter idore-gormek de pek âlâ kabil olur, jetler elzemdir. Başka türlü bu
Bizim sıkıntımız antrenörlük- işleri yürütemeylz. Yeniden ha-ten ziyade idaresizliktedir. Bu zırlanmakta olan Beden Ter-det umumidir | biyesi kanununun Türk spor-
Bize antrenörler lâzımdır Bu culuğuna hayırlı >3 uğurlu 01-na kimsenin bir diyeceği yok- masını temenni edelim.
İskender SONGUU
ı
Bugünkü maçlar
Birinci küme maçtan tatil olduğundan bugün muhtelif stadlarda ikinci ve üçüncü küme maçlarına devam edilecektir. Bu karşılaşmaların programı şudur:
ŞEREF STADI:
Saat 10 30 Beyoğlu-Beylerbeyi Saat 12.30 Adalet - Demlrsopr
Saat 10.30 Sümer - Taksim Saat 12.30 Anadolu - A. Hisar
Saat 14.30 Büyükdere - Adalar
antrenörden evvel
İstanbul Güreş kulübü tokıUM
İsveç muhtelit güreş tokum

Ah Yücel rakibini tuşla yenerk en
isveçli güreşçilerin ressamımız tarafından yapılmış imzalı karikatürleri

Comments (0)